Connect with us

GIDA & İÇECEK

Şekerleme Tanıtım Grubu’nun yeni başkanı Hidayet Kadiroğlu: 2023 hedefimiz 10 milyar dolar ihracat

Yayın tarihi

-

Şekerleme Tanıtım Grubu’nun yeni başkanı Hidayet Kadiroğlu, sektörün 2023 ihracat hedefinin 10 milyar olduğunu söyledi. Kadiroğlu, “ Öncelikli hedefim Türk şekerleme sektörünün hedef pazarlardaki röntgenini çekmek. Bu sonuca göre yol haritamızı belirleyeceğiz” dedi.

 

Bu yıl 3 milyar dolar ihracat hedefi koyan Türk şekerleme sektörü, 2023 hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Şekerleme Tanıtım Grubu’nun (ŞTG) yeni başkanı Hidayet Kadiroğlu, sektörün 2023 ihracat hedefinin 10 milyar dolar olduğunu söyledi.

Dış pazarlarda Türk şekerleme sektörü algısının çok önemli olduğunu söyleyen Kadiroğlu, “Biz şu anda üretiyoruz, dünyaya satıyoruz. Ancak nasıl algılandığımızla ilgili kişisel gözlemin dışında elimizde detaylı ve sağlıklı veriler bulunmuyor. Bu da geleceğe yönelik gerçekçi analiz yapma, sağlıklı yol haritası geliştirme ve algı oluşturmada bizi engelliyor.  Bu yüzden öncelikle hedef pazarlarda Türkiye şekerli mamulleri algısının röntgenini çekmeyi gündem yapmak istiyorum. Çıkacak resme göre de yol haritamızı çizeceğiz” dedi.

Yıllık ortama büyüme yüzde 10

Sektörün ihracat hedeflerine ilişkin bilgiler veren ŞTG Başkanı, “Daha önceden 13 milyar dolar seviyelerinde olan 2023 ihracat hedefimiz, en olumsuz ihtimaller de dikkate alınarak 10 milyar dolar seviyesinde revize edildi. Yıllık ortalama yüzde 10 büyüme ile hedefe kolaylıkla ulaşacağımızı öngörüyoruz. Bu arada ilk hedef olan 13 milyar doların da çok uzak olmadığını vurgulamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Daha fazla ihracat için İnovatif ve itibar kavramlarının kritik önem taşıdığına dikkat çeken Kadiroğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “İnovatif üretimle katma değeri, markalı ürünlerle de itibarı yükseltmek gerekiyor. Ben bunu ‘2İ’ olarak tanımlıyorum: İnovatif ve itibarlı… Ürün yenilikçi olur  ve markanın da itibarı artarsa bu size yüksek kazanç olarak geri döner. Hacim olarak daha az ihracatla daha fazla gelir elde edebiliriz. Türkiye’de 1 kilogram ihracatın değeri 1,46 dolar seviyesinde. Markalı ekonomiye sahip olan Almanya’da ise bu değer 4,1 dolar. Yani bizim iki katımızdan daha fazla. Türkiye’nin Almanya gibi ihracat portföyüne sahip olması halinde aynı miktarda, yani 90 milyon ton ihracat yapılsa bile ihracatın yaklaşık 350 milyar doların üzerine çıkar ki ihtiyacımız olan şey de bu.”

“Şeker modası başlatacağız”

“Günümüzde tüketimi moda akımlarının belirliyor” diyen Hidayet Kadiroğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “İnsanlar izledikleri filmlerden etkileniyorlar. Narnia Günlükleri isimli romandan aynı isimle çekilen filmde bunu biz de bizzat yaşadık, gürdük. Hatırlayacağınız üzere cadı, kahramanları Türk Lokumu ile kandırıyor ve Narnia’ya sahip oluyordu. Filmde Türk lokumu, karşı konulamaz bir kandırma lezzeti olarak algılanıyordu. Söz konusu filmden sonra Türk lokumuna ilgi güncellendi, daha da arttı. Sektörde lokuma yönelik yatırımlar oldu. Bütün bu çalışmalar sonucunda nasıl ki Küba’ya giden puro almadan gelmiyorsa Türkiye’ye gelen de şekerleme almadan gitmeyecek. Diğer bir ifadeyle yerinden ihracat gerçekleştirilecek.”

“Evimize gelen 10 milyon misafirle iletişim kuracağız”

Hidayet Kadiroğlu, sektörün mevcut algısını ölçmek için uzaklara gitmenin gereksiz olduğu görüşünde. Kadiroğlu, “Mevcut algımızı yapılacak araştırmalarla belirleyeceğiz. Bunun için uzağa gitmeye de gerek yok. Çünkü Türkiye’ye yılda 40 milyon civarında turist geliyor. Sayısı her geçen yıl artan bu turistler de hemen hemen bizim hedef ülkelerimizden geliyor. Havaalanlarına kamp kurarak böyle bir çalışmayı başlatabiliriz. İstanbul’u da pilot seçebiliriz. İstanbul’a gelen turist sayısının 10 milyonu aştığı dikkate alınırsa bunun geneli yakalamak için yeterli bir sayı olduğu görülebilir. Evimizdeki misafirlerle daha fazla ve etkili iletişim kuracağız” dedi.

Şekerleme sektörü için yeni pazarların kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Hidayet Kadiroğlu, “Açıkçası sektörümüz geniş bir yelpazede çok çeşitli ürün üretme yetenek ve kapasitesine sahip. Bu da dünya geneline hitap etme şansı veriyor. Bu nedenle şu pazar veya bu pazar demek bir sektör aktörümüz için uygunken diğeri için olumsuz olabilir. Dolayısıyla bizim için tüm dünya pazar” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIDA & İÇECEK

Pınar Süt’te Hedef 2050’de Karbon – Nötr Olmak

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sahip olduğu 3 fabrikasıyla günlük 3 milyon litre çiğ süt işleme kapasitesi olan ve 500 bin kişilik bir ekosistem oluşturan Pınar Süt, 2050 yılında Karbon – Nötr olmayı hedefliyor.

Türkiye ve Ortadoğu’nun en modern süt ve süt ürünleri üretim tesisi olarak 1973 yılında İzmir’de kurulan, ardından Eskişehir ve Şanlıurfa’daki fabrikalarıyla üretim ağını genişleten Pınar Süt, 20 binden fazla süt üreticisiyle çalışarak günlük 3 milyon litre çiğ süt kapasitesi ile yaklaşık 111 bin metrekare kapalı alanda üretim yapıyor. Pınar Süt, sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temelinde tutarak oluşturduğu ekosistemin çevreci ve geleceği önemseyen bir vizyonla devamlılığını sağlıyor.

“Sürdürülebilirlik Odaklı Çalışıyor”

Pınar Süt’ün 48 yıl önce toplumsal katkı modeli üzerine inşa edildiğini, günümüzdeyse mevcut ekosistemin Türkiye için önemli bir sürdürülebilirlik örneği olduğunun altını çizen Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kurulduğumuz ilk günkü gibi bugün de iş süreçlerimizin merkezinde sürdürülebilirlik yer alarak çalışıyoruz. Bunun için ürün yelpazemizin gelişimine katkı sağlarken bir yanda da kullandığımız ambalajlardaki plastiklerin azaltılmasından doğada çözünebilir ve geri dönüştürülebilir ambalajlara kadar çevremiz adına birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede 2010 yılından bu yana operasyonlarımızdaki karbon ve su ayak izimizi azaltmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile CDP (Carbon Disclosure Project–Karbon Saydamlık Projesi) Su Programı’nda Türkiye’deki şirketler içerisinde en başarılı grupta yer alarak ‘A-‘ derecelendirme notunu aldık. İzmir, Eskişehir ve Şanlıurfa’daki fabrikalarımızda Sıfır Atık Projesi’ni hayata geçirerek Sıfır Atık Sertifikası almaya hak kazandık.

“2030 ve 2050 Hedeflerini Belirledik”

“Dünyamızın ve toplumların sürdürülebilirliğini önemsiyoruz. Bunun için de 2050 yılında Karbon Nötr olmayı hedefliyoruz” diyen İdil Yiğitbaşı; “Öncelikle yatırımına devam ettiğimiz ve 2022 yılında tamamlanacak olan biyogaz tesisimizin de devreye girmesiyle birlikte önümüzdeki süreçte karbon emisyon oranımızı yüzde 15 azaltmayı hedefliyoruz. Bundan birkaç yıl sonra, yani 2030 yılında karbon ayak izimizi yüzde 25, su kullanımımızı yüzde 10, plastik kullanımımızı yüzde 10 ve atık oranımızı da yüzde 20 azaltmış olmak istiyoruz” dedi.

“Bilinçlendirme Faaliyetleri ve Eğitimlere Devam Ediyoruz”

Pınar Süt olarak kuruldukları günden bu yana sütün kalitesini artırmak için üreticilere yönelik eğitimler düzenlediklerini aktaran İdil Yiğitbaşı, şunları söyledi: “Uzun yıllardır devam eden eğitim çalışmalarımızı artık Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde projesi ile devam ettiriyoruz. Şimdiye kadar 13 farklı ilde 8 binin üzerinde üreticiye hayvan sağlığı, hayvan besleme ve hijyen eğitimleri verdik ve aynı zamanda İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile “Genç Çiftçi Mesleki ve Bireysel Kapasite Gelişimi Programı” projesini başlattık. Bunu yanı sıra Pınar Enstitüsü tarafından sağlıklı nesiller yetiştirilmesi hedefiyle hayata geçirilen “Eğlenerek Hareket Edelim Sağlıklı Beslenelim” projesi de Türkiye geneline yaygınlaştırılırken Eğitimcinin Eğitimi etkinlikleri kapsamında okul öncesi dönem çocuklarında beslenme konulu eğitim ile 2016 yılından bu yana 13 ilde, 615 anaokulu öğretmeni aracılığıyla 16 bin çocuğa ulaştık” dedi.

“Spor ve Sanatta da Sürdürülebilirlik Odağımızda”

Pınar Süt olarak toplumumuzun eğitim, kültür, sanat ve spor alanlarında sosyal gelişimini desteklemeye devam ediyoruz” diyen Pınar Süt Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “Tam 40 yıldır düzenlediğimiz Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması ile çocuklarımızın hayallerine ortak oluyoruz. 41. Uluslararası Pınar Çocuk Resim Yarışması’nın konusunu çocukların farkındalık seviyelerini de artırmak amacıyla sürdürülebilirlik ekseninde ‘Benim Gözümden Dünya’ olarak belirledik. Böylelikle çocuklarımıza ‘Gelecek için harekete geç, hayalindeki dünyayı resmet” diyoruz. Yine 34 yıldır Türkiye’nin her köşesini dolaşan Pınar Çocuk Tiyatrosu ile 3 milyondan fazla çocuğu tiyatro ile buluşturduk. Spor, önemsediğimiz bir diğer alan… Kurulduğumuz yıldan bu yana basketbola destek oluyoruz. Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’na verdiğimiz destek ile şimdiye kadar altyapıda 25 binden fazla çocuğun yetişmesine katkı sağladık.”

Haberin Devamı

GIDA & İÇECEK

Eriş Un 40’ıncı yılında perakende pazarına giriyor

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türkiye’nin en büyük un üreticilerinden Erişler Gıda, 40’ıncı yılında profesyonel pazardaki deneyimini Eriş Un ile perakende alanına taşıyor. Eriş Un, perakende de 2015 yılında ilk 3 marka arasında olmayı hedefliyor

Dünyanın yaklaşık 50 ülkesine 2013 yılında 240 bin ton un ihracatı yaparak ülke ekonomisi için katma değer oluşturan Erişler Gıda, Eriş Un markası ile perakende pazarına giriyor. Un imalatına 1974 yılında başlayan Erişler Gıda, 40’ıncı yılında çok amaçlı buğday unu ve baklavalık – böreklik buğday ununu nihai tüketiciyle buluşturuyor.

 ErisUn_BaklavalikBoreklikUn

Perakende un pazarının en büyük markalarından biri olmayı hedefleyen Eriş Un, 1 kg, 2 kg, 5 kg, 10 kg ve 25 kg’lık ambalajlar ile tüketicilerin her ihtiyacına uygun ürün alternatifleriyle pazardaki yerini alıyor. Türkiye genelindeki ulusal ve yerel zincirlerde satışa sunulan Eriş Un, yenilikçi ambalajlarıyla da dikkat çekiyor.

Erişler Gıda Perakende Grubu Genel Müdürü Abdullah Eriş, Eriş Un’un perakende açılımıyla ilgili şunları söyledi: “Erişler Gıda olarak un alanında güçlü bir birikimimiz var. Türkiye’nin en zengin buğday karışımına sahip markasıyız. 1974 yılından bu güne kazandığımız bilgi birikimini ve 5 üretim tesisimiz ile profesyonel pazarda yakaladığımız başarıyı şimdi perakende alanına taşımaya hazırlanıyoruz. 2015 yılında  ulusal ölçekte dağıtım yapan ilk 3 marka içinde olmayı hedefliyoruz. İlk olarak iki ürünümüzle perakende alanında olacağız; ancak çok yakında tam buğday unu başta olmak üzere farklı un çeşitlerimizi de piyasaya sunmayı planlıyoruz. ”

Eriş Un’un toptan alanındaki başarılarından da bahseden Abdullah Eriş, 2013 yılında yaklaşık 50 ülkeye 240 bin ton un ihracatı yaptıklarını belirtti. Türkiye’nin un ihracatının yüzde 12’sini Erişler Gıda olarak gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Abdullah Eriş, sözlerine şöyle devam etti; “100 milyon doları aşan ihracat rakamlarımızla ülke ekonomisi için her yıl artan oranda katma değer oluşturan bir grubuz. Türkiye’nin en çok ihracat yapan ilk 100 firması arasındaki yerimizi de her yıl üst basamaklara taşıyoruz. 2023 yılındaki hedefimiz ise; 250 milyon dolarlık ihracat girdisi oluşturmak.”

Erişler Gıda Hakkında:

Erişler Gıda’nın kökleri, 1920 yılında Ordu/Fatsa’da başlanan zahire ticaretine dayanır. II.Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1946 yılında Ali Eriş, babasından edindiği ticaret tecrübesiyle 1950 yılında öncelikle fındık ihracatına başlamıştır. 1974 yılına gelindiğinde ilk un değirmeni yatırımı gerçekleştirilerek un imalatı yapılmıştır. Anadolu’da küçük bir ticarethane olarak yola çıkan Erişler Gıda, bugün dünyanın yaklaşık 50 ülkesine 2013 yılında 240 bin ton un ihracatı yapan, 100 milyon doları aşan ihracat rakamlarıyla ülke ekonomisi için katma değer oluşturan bir gruba dönüştü. Erişler Gıda bünyesindeki şirketlerde 400’ü aşkın çalışan istihdam ediliyor.

Erişler Gıda’nın altında toptan ve perakende grupları bulunmaktadır. Toptan üretimin altında Eriş Un alt markalarıyla birlikte yer almaktadır. Perakende grubunun altında ise Eriş Un ve Özde markaları bulunmaktadır. Özde markası altında piyasaya ilk olarak NUDO kıvırcık erişte sunulmuştur.

Haberin Devamı

Alkolsüz İçecek

Coca-Cola Türkiye’den önemli açıklama

Yayın tarihi

-

Yazar:

Kamuoyu Bilgilendirme

Son günlerde çeşitli platformlarda Coca-Cola’ya yönelik asılsız iddiaların gündeme getirildiğini üzülerek izliyoruz.

Coca-Cola şirketi, 128 yıl önce ABD’de kurulmuş olan, % 100’ü halka açık uluslararası bir şirket konumundadır ve dünya coğrafyasında çok çeşitli ekonomik, siyasi ve dini rejimlerden oluşan birbirinden farklı 206 ülkede faaliyetlerini yürütmektedir. Şirketimizin herhangi bir ülkeyi, hükümeti, herhangi bir ülkenin politikalarını, siyasi ya da dini inancı desteklemesi söz konusu değildir. Bu çerçevede Coca-Cola’nın gelirinin İsrail’e aktarıldığı iddiası da tamamen gerçek dışıdır.

Coca-Cola Filistin’deki 3. en büyük işveren, 5. en büyük yatırımcıdır.

  • · Coca-Cola şirketi 1998 yılından bu yana Filistin’de faaliyet göstermektedir.
  • · Coca-Cola’nın Filistin’de 3 fabrikası, biri Gazze’de olmak üzere 7 satış ve dağıtım merkezi bulunmaktadır.
  • · Coca-Cola, 350 Filistinliye iş olanağı sağlamakta, Coca-Cola faaliyetleriyle ilişkili yan sektörlerden ise 3,500 aile geçimini sağlamaktadır.

Türkiye’de de doğrudan 3 bin dolaylı olarak 30 bin kişiye istihdam sağlayan Coca-Cola olarak, 50 yıldır Türkiye’de ekonomiye güç vermek üzere faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.

Coca-Cola’ya yönelik son günlerdeki iddiaların tamamen gerçek dışı olduğu kamuoyuna duyurulur.

Saygılarımızla,

Coca-Cola Türkiye

 

Haberin Devamı

Trendler