Connect with us

Haberler

Yılın “Ekonomi Oscarları” sahiplerini buldu

Yayın tarihi

-

Uluslararası aylık ekonomi ve iş dünyası dergisi Ekovitrin’in 13.’sünü düzenlediği ‘Yılın Starları’ ödülleri İstanbul Wow Hotel’de düzenlenen törende sahiplerini buldu. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı Ekonominin Oscar’ı olarak nitelendirilen Ekovitrin’nin Yılın Starları Ödül Töreni’ne; Siyaset, Sanat, Yerel Yönetimler, Bürokrasi, Sivil Toplum Kuruluşu ve İş Dünyasının seçkin temsilcileri katıldı.

IMG_1107

2013 Yılın Starları ödül gecesinde yılın işadamı, sanayicisi, meslek örgütü, markası, şirketi, bankası, bürokratı gibi 31 farklı kategoride ödüller sahiplerini buldu. “Yılın Bakanı” ödülü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e takdim edildi. Bakan Şimşek’i temsilen ödülü Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsa Çoşkun aldı. “Yılın Belediye Başkanı” ödülü ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a verildi. “Yılın Ceo” su Socar Türkiye Başkanı ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, “Yılın Bürokratı” Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal, “Sanayi de Yılın Şirketi” Konya Şeker , “Yılın Sivil Toğlum Kuruluşu” UFRAD, “Avrupa’da Yılın Başarılı İş İnsanı” Kobil Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Koyun ,“Almanya’da Yılın Başarılı İş İnsanı” Spekon Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Yeğin,“Yılın Kobi”si– Zigavus, “Yılın Meslek Örgütü” İstanbul Ticaret Odası, “Kamuda Yılın Projesi” Marmaray, “Yılın Bankası” ise Türkiye İş Bankası seçildi.

Ödül töreninde Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı ve Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı Günther Meinel, Hotel Les Ottomans Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Aysal ve Marmara Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı’ya da Ekovitrin Onur Ödülü verildi.

 “Sermayemiz itibarımızdır”

Ekovitrin Medya Grubu Başkanı Kamuran Abacıoğlu: “Bizler üç gazeteci 30 yıldan uzun bir süredir arkadaşız. 26-27 yıldır yoldaşız, yani aynı kuruluşlarda çalıştık. 18 yıldır da ortağız. Allah ayırmasın. Biz sermaye sahibi değiliz. Bizim sermayemiz itibarımızdır ve gazeteciliğimizdir. Bizim işimiz ekonomi. Siyasetle fazla işimiz yok. Ülkenin kalkınması için gerekeli olan şey ekonomik kalkınmadır. Ama unutmayalım ki bu da siyasi istikrarla mümkündür. Onun için Türkiye 12 yıldır siyasi istikrar var olduğu için ekonomide hızla ilerliyor büyüyor. Milli gelirini 2 yılda yüzde 300 arttırdı. İhracatını yüzde 400 arttırdı. Dolayısıyla ülkemizdeki istikrarın sürmesini istiyoruz. Bunun için de elimizden gelen neyse onu sarf ediyoruz.

Ekovitrin ödüllerinin ilkini 2003 yılında vermiştik. Rahmetli İsmail Cem bizden ilk ödülünü alan bakan olmuştu. Kendisini rahmetle anıyorum. Sonrasında 5 tane devlet adamı bizden ödül aldı. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Romanya Cumhurbaşkanı Trian Basescu, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbaguli Berdi Muhammedov bizden ödül alan devlet adamları oldu. Yüzlerce iş adamı bizden ödül aldı. Başbakan Yardımcıları, Bülent Arıç, Ali Babacan ve Kürşad Tüzmen, Ertuğrul Günay gibi çok sayıda başarılı bakan bizden ödüllerini aldılar. Bu arada şunu da ifade edeyim ki şu anda Türkiye’de üç tane Cumhurbaşkanı adayı var ve bunların iki tanesi de Ekovitrin Ödüllerini almış isimlerdir. Herkesi tebrik ediyorum.” dedi. 

“Dünya da yeni ortaklıklar kurmalıyız…”

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata, törende yaptığı konuşmada; Türkiye’nin dışa açılımını, ekonomideki gelişmeleri yerinde izlediklerini, Türkiye’nin bölgede komşularıyla, Avrupa Birliği, Ortadoğu ve dünyada yeni ortaklıkların oluşturması gerektiğini vurguladı.

“Bizler 25 yılı aşkın yol arkadaşıyız; ama her birimiz bu sektörde 35 yılı geride bıraktık. Ekovitrin Dergisi 2000 yılında yayın hayatına başladığında biz çok heyecanlıydık. Çünkü şu andaki medyayı dikkate alırsanız dergilerin hayatlarının 4-5 yılı aşmadığını görürsünüz. Şu anda Türkiye’de on yılı tamamlayan bizden başka birkaç dergi vardır. O sebeple büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Bu arada 1980’li yıllarda 12 Eylül’ü yaşamış birisiyim. O zaman gazeteciliğe yeni başlamıştım. Genç bir üniversite öğrencisi ve gazeteci olarak 12 Eylül Darbesini yaşayarak hayat dersleri aldık. Şimdi bakıyorsunuz Türkiye’de bir istikrar var. 2002’den bu yana doğan çocuklar o yılları bilmezler. Yokluk görmediler. O zaman Türkiye 5 sente muhtaçtı. Şimdi 15 bin dolar milli geliri aşmış, refah ülkesi Türkiye’de yaşıyorlar. 2008 yılında biliyorsunuz dünyayı kavuran bir kriz vardı ve biz o krizden büyüyerek çıktık. Bu başarıda; siyasi istikrarın yanı sıra iş adamlarımızın payı çok büyük. Turgut Özal 1980 sonrası Türkiye’yi dışa açmaya başladığı zaman bütün iş adamları Anadolu’dan birer birer çıktılar. Dünyanın her tarafına gittiler. 214 ülkeye bugün ihracat yapabiliyorsak işte bugün bu salonda bulunan sizlerin, değerli iş adamların ve onların ortakları sayesinde gerçekleşti. Şimdi Türkiye’de gündem değişti. Yeni çocuklar, gençler yokluk nedir bilmiyorlar. Günümüzün teknolojisinin yeni oyuncaklarıyla zaman geçiriyorlar, çok iyi yetişiyorlar. Törenimize iştirak ettiniz, Yılın Starları’nın mutluğunu paylaştınız. Hepinize teşekkür ediyorum.”dedi.

“ Ödüller rekor bir oyla belirlendi. 184.232 kişi oy kullandı”

Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekovitrin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bilal Koçak, yaptığı konuşmada 13 yıldır geleneksel olarak verilen Yılın Starları Ödülleri’nin, Ekonominin oscarı niteliğinde olduğunu belirterek şunları söyledi;

“ Ekovitrin bu ödüllerle başarıyı teşvik ederken aynı zamanda Türkiye ile Türk dünyası arasında köprüler kurmaktadır. Ekovitrin Dergisi’nin temmuz sayısının kapak konusunu Başbakan Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleştirilen “yüz yılın yatırım hamlesi” olarak belirledik. Türkiye gerçekten son 12 yıllık süreç içerisinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yapılmayanları yaptı. 12 yıllık sürece 93 yıllık yatırımdan çok dahası sığdırıldı. Geçtiğimiz ay temeli atılan 3. Havalimanı bu devasa projelerden birisi. Marmaray ki okuyucularımız tarafından kamuda yılın projesi seçildi. O da devasa bir projedir. Bunlar gibi yüzlercesi on yıllık dönem içinde yapılmış çalışmalardır. Bu yüzden ben sayın başbakan liderliğinde arkadaşlarını, kabineyi buradan kutlamak ve alkışlamak istiyorum. Ülkemizi yurt içi ve dışında başarıyla temsil eden değerli siyasetçilerimiz iş adamlarımız tekrar gecemize hoş geldiniz. Hepinizi kutluyorum ödül alanlar bu ödülleri hak etmişlerdir. Onları da buradan ayakta alkışlıyorum.” dedi.

“Yılın İş Adamı” Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, “Yılın Markası” Paşabahçe, “Yılın İhracatçısı” Boydak, “Yılın Üniversitesi” Karabük Üniversitesi,“Yılın Ekonomi Yazarı” Prof. Dr. Şükrü Kızılot,“Yılın Sağlık Kuruluşu” Medicana, “Turizm Sektöründe Yılın Yatırımı Shangri-la Bosphorus Otel, “Yılın İnovasyon Projesi” Flora Halı, “Yılın Bilim Adamı” Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, “ABD’de Yılın Başarılı İş İnsanı” Hamdi Ulukaya seçildi.

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Trendler