Connect with us

Haberler

Türkiye, İslami Sigorta’daki yüksek potansiyeli ile dikkat çekiyor

Yayın tarihi

-

 

 

EY’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülke piyasalarındaki İslami sigortacılık sektörü üzerine hazırladığı “Küresel İslami Sigortacılık Öngörüleri” raporu, sektördeki büyümeye, karlılığa, ortaya çıkan fırsatlara ve zorluklara odaklanıyor.

 

Rapora göre, 2012 yılında 39 milyar dolarlık İslami bankacılık endüstrisi ve yüzde 99’u Müslüman olan 74 milyon nüfusu ile Türkiye, İslami sigortacılığın büyümesi açısından büyük bir potansiyele sahip. Yasal düzenlemeler ve gerekli altyapıların kurulmasıyla birlikte Türkiye’de de tekafül sisteminin başlayacağı tahmin edilirken İslami sigortacılığın ülkemizde yaygınlaşması sigorta kültürünün oluşması açısından klasik sigortacılığa da katkı sağlayacak.

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin “Küresel İslami Sigortacılık Öngörüleri” raporuna göre Türkiye’de İslami sigortacılığa (tekafül) yönelik yasal düzenlemelerin sağlanması, katılım bankalarının sayısının artması ve İslami finans fonlarının çeşitlenmesiyle birlikte tekafül sigortası başlayacak. Rapora göre, 39 milyar dolarlık İslami bankacılık endüstrisi, yüzde 99’u Müslüman olan 74 milyon nüfusu ve sigortacılık sektöründeki düşük penetrasyon oranıyla Türkiye, İslami sigortacılığın büyümesi açısından büyük bir potansiyele sahip.

Sadece Müslüman ülkelerde değil Avrupa ve Amerika’da da var

İslami sigortanın İslam hukuk kuralları ve düzenlemeleri çerçevesinde oluşturulan ve işleyen sigortacılığı ifade ettiğini belirten EY Türkiye Denetim Hizmetleri Bölümü Ortağı Seda Hacıoğlu, “Rapora baktığımızda 2012 yılında toplam tekafül sistemiyle elde edilen katılımın 11 milyar dolara ulaştığı ve bir önceki yıla oranla artışın yüzde 16 olduğu görülüyor. Tekafül sistemi, Müslüman nüfusunun yoğun yaşadığı başta Arap bölgeleri olmak üzere Malezya ve Endonezya gibi Uzak Doğu ülkeleri ve birçok Avrupa ülkesiyle Amerika’da uygulanıyor. Şu an dünyada 33 ülkede 200’ün üzerinde tekafül şirketi olduğu tahmin edilirken,2012 yılındaki katılımın yüzde 51’i Suudi Arabistan, yüzde 25’i Asya bölgesinden sağlandı” dedi.

Mevzuat en büyük problem

 

Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de ise tekafül anlamında bir sigortacılığın bulunmadığına dikkat çeken Hacıoğlu, Türkiye’de İslami sigortacılığın var olabilmesi için buna yönelik yasal alt yapının uygun olması gerektiğinin altını çizdi. Hacıoğlu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda İslami sigortacılık ile ilgili ya da buna karşı bir hüküm olmadığını belirterek, “Dünyadaki örneklerine bakıldığında Hazine’nin yayınlamış olduğu formatlardan farklılık gösteriyor. Türkiye’de, diğer ülkelerdeki gibi İslami standartlarda gelişmiş bir sermaye piyasasının henüz oturmamış olması İslami sigortacılığın yaygınlaşmamasının başlıca nedenleri arasında yer alıyor” diye konuştu.

Tekafülün gelişmemesindeki diğer bir sebebin de karlılık olduğunu kaydeden Hacıoğlu, şöyle devam etti: “Rapora baktığımızda Türkiye’de özellikle fiyatlama konusunda bazı problemler olduğundan, fiyat seviyelerinin göreceli olarak düşük kaldığından bahsediliyor. Tekafül, teorik olarak dönem sonunda kar edilen bir sistem üzerine kurulu. O yüzden, raporda bu önemli bir tehdit ve zayıflık olarak belirtiliyor. Hazine’nin bu konuda bir düzenleme çıkarırken buna da dikkat etmesi gerekli.”

Sigorta kültürü ve bilincinin artmasına da katkı sağlayacak

Önümüzdeki dönemde sukuk fonlarının çeşitliliğinin artacağı ve İslami sigorta alanında fon yönetimlerinin başlayacağını belirten Hacıoğlu’na göre bu gelişmelerle birlikte Türkiye’de de tekafül sigortacılığı yapılmaya başlanacak. Türkiye’nin yüzde 99’unun Müslüman olması ve ülke nüfusunun hızla büyümesinin bu tahminlerin arkasındaki en önemli nokta olduğuna dikkat çeken Hacıoğlu, Ortadoğu ve Arap dünyası ile olan ticari hacmin genişlemesinin ve etkileşimin artmasının, Türkiye’nin İslami sigortacılıkta hızlı bir büyüme sergilemesini sağlayacağını söyledi.

Türkiye’de sigortacılık bilincinin, her ne kadar son yıllarda gelişmiş olsa da henüz istenilen seviyede olmadığını, bu durumun da sadece tekafülün değil, tüm sigortacılık sisteminin sorunu olduğunu belirten Hacıoğlu, İslami sigortacılığın ülkemizde yaygınlaşmasının sigorta kültürünün oluşması açısından klasik sigortacılığa da katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIDA & İÇECEK

Gürok Grup’ta üst düzey atama

Yayın tarihi

-

Yazar:

Gürok Grup’un 2024 yılında tüketicilerle buluşturduğu, Türkiye’nin en yüksek magnezyum ve toplam mineral değerine sahip içecek ailesi AVOYA’nın Genel Müdürlük görevine Ümit Bayvas atandı.

Atamaya ilişkin değerlendirmede bulunan Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, şunları söyledi: “Ümit Bey’in hem global hem de yerel pazarlarda edindiği güçlü deneyimin, markamızın büyüme yolculuğuna değerli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. AVOYA ile tüketicilere doğal içeriklerle zenginleştirilmiş, yüksek mineral değerine sahip, yenilikçi bir içecek deneyimi sunuyoruz. Bu vizyonla daha geniş kitlelere ulaşma ve pazardaki konumumuzu daha da güçlendirme noktasında kendisine güvenimiz tam. Atamamızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz.”

Birçok önde gelen küresel FMCG ve içecek şirketinde üst düzey yönetici olarak görev alan Ümit Bayvas, 30 yılı aşkın kariyeri boyunca farklı ülkelerde büyük ölçekli ticari ve organizasyonel dönüşüm projelerine liderlik etti. Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Kuzey Amerika gibi geniş coğrafyalarda dağıtım sistemleri, satış yapılanmaları ve pazara giriş stratejilerinin oluşturulmasına öncülük eden Bayvas, son dönemde uluslararası FMCG şirketlerine danışmanlık yaparak ticari mükemmeliyet, pazar genişlemesi ve “route-to-market” stratejileri konularında önemli projelere imza attı.

Gürok Grup, geçen sene hızlı tüketim ürünleri sektörüne AVOYA ile önemli bir adım atarak tüketicilere yüksek magnezyum oranı ve doğal bileşenleriyle yenilikçi içecekler sunuyor. AVOYA, Türkiye’nin toplam mineral ve magnezyum değeri en yüksek maden suyu olarak fark yaratıyor. Sektörde bir ilki gerçekleştirerek meyve ve bitki özleri ile zenginleştirilmiş, tamamen doğal içerikli formüllerle tüketicilere sunuluyor. Bu yenilikçi yaklaşımla AVOYA hem maden suyu hem de mineralli gazlı içecek kategorisinde devrim yaratmayı hedefliyor.

Haberin Devamı

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Trendler