Connect with us

Haberler

Türkiye İMSAD: “Özel sektörün ivmesi ile inşaat sektörü 2014’te yüzde 5 oranında büyüyecek”

Yayın tarihi

-

 Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği’nin (Türkiye İMSAD) bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “2014 Sürprizler Yılı mı, Fırsatlar Yılı mı” konulu ekonomi toplantısı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) konferans salonunda gerçekleştirildi. “İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sektörünün 2013 Yılı Değerlendirmesi” raporunun açıklandığı toplantıda, özel sektörün ivmesi ile inşaat 2014 yılında yüzde 5 oranında, inşaat malzemeleri sektörünün ise yüzde 5-6 arasında büyüyeceği belirtildi. Son altı çeyrektir küçülen özel sektör inşaat harcamalarının 2013 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 7,5 oranıyla yeniden büyüme sürecine girdiğine dikkat çekilen toplantıda, bu büyümenin yılın son çeyreğinde de devam ettiği vurgulandı. 
“2014 Sürprizler Yılı mı, Fırsatlar Yılı mı” konulu ekonomi toplantısının açılış konuşmasını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener yaptı. Konsensus Araştırma Danışmanlık Şirketi Başkanı Murat Sarı’nın ülke gündeminde yer alan konuların siyasete yansımalarını değerlendirdiği toplantıda, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin ve Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri Başkanı Dr. Can Gürlesel, 2013 yılında ekonomi ve inşaat sektöründeki gelişmeleri ile2014 yılına ilişkin beklentileri anlattı. Çok sayıda TürkiyeİMSAD üyesi ve üye dernek yöneticilerinin katıldığı toplantının oturumun başkanlığını,Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Bulut yaptı.


Yetişener:”İnşaat sektörü yeniden büyüme sürecine girmiştir.”

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, toplantıda yaptığı konuşmada, İnşaat sektörünün 2013
yılını yüzde 6 oranında büyüme ile kapatmasının beklendiğini, böylece inşaat sektörünün yüzde 4 civarında büyümesi beklenen ekonomiden daha hızlı bir büyüme performansı gösterdiğini söyledi. Son altı çeyrektir küçülen özel sektör inşaat harcamalarının da üçüncü çeyrekte yüzde 7,5 oranıyla yeniden büyüme sürecine girdiğini kaydeden Yetişener, bu büyümenin yılın son çeyreğinde de devam ettiğini ifade etti.
İnşaat malzemeleri 2013 yılı ihracatı 22 milyar dolar

Dündar Yetişener, inşaat malzemeleri sanayinin 2013 yılında 22 milyar dolar ihracat gerçekleştireceğini ve bu performansla Türkiye’nin ihracat lideri olan sektörün, dünya ihracat sıralamasında 5. sıradaki yerini koruyacağını vurguladı. Yetişener, “Yakın coğrafyamızda yaşanan gelişmelerin etkisiyle 2013 yılında inşaat malzemeleri sektöründeki ihracat artışı yüzde 1 gibi bir ortanda kalsa dahi, Sahra Afrika ve Avrupa pazarlarına ağırlık verilmesi ile ihracatta artış sağlanmıştır. İnşaat malzemeleri ithalatı ise 2013 yılında yüzde 25’e yakın artışla ilk kez 10 milyar doların üzerinde gerçekleşmektedir. İç pazardaki gelişmeler ve bu ihracat artışıyla birlikte 2013 yılında inşaat malzemeleri sanayi üretiminde ortalama yüzde 5-6 arasında reel bir büyüme gerçekleşmektedir” dedi.


“Yurt içinde 2014’ün en önemli projesi, kentsel dönüşümdür.”

Türkiye inşaat pazarının konut tarafında, kentsel dönüşümün yurt içindeki en önemli projelerden biri olduğunu vurgulayan Dündar Yetişener, 2014 yılında alınacak konut yapı ruhsatının 1 milyon daireye yükselmesinin beklendiğini söyledi. Yetişener, ticari gayrimenkul pazarında devam eden projelerin yanı sıra, altyapı tarafında kamunun; üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve bağlantı yolları, otoyollar, hızlı tren projesi, şehir hastaneleri ve lojistik merkezler ile HES projelerinin de sektördeki önemli projeler arasında yer aldığını belirtti.

Kamu inşaat harcamalarının yıl genelinde yüzde 30’u aşan oranda büyüdüğü ve inşaat sektöründeki büyümede etkin olduğuna işaret edilen “İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi” raporuna göre, 2014 yılında Türkiye ekonomisi için yüzde 4 oranında büyüme hedefi konuldu. Tüketim harcamalarında yüzde 3,2 büyüme öngörülen 2014 yılı, aynı zamanda tasarruf yılı ilan edildi. 2014 yılında içinde inşaat harcamalarının da içinde bulunduğu özel sektör yatırım harcamalarında hedeflenen büyüme yüzde 5,6 oranında. Buna bağlı olarak 2014
yılında özel sektörün sürükleyeceği  inşaat sektöründe yüzde 5  büyüme gerçekleşecektir.

Bununla birlikte inşaat malzemeleri sektörü2013 yılında özelikle kamu yatırımları ağırlıklı olan iç talebin etkisiyle büyüdü. İnşaat malzemeleri sanayinin alt sektörler arasındaki büyüme oranlarında ise önemli farklılıklar yaşandı. Özellikle kamu yatırımları talebine bağımlı alt sektörler arasında bulunan; çimento, hazır beton gibi ürünlerde daha hızlı büyüme görüldü. Bu gelişmelere bağlı olarak, yenileme pazarı da dahil olmak üzere inşaat malzemeleri iç pazarı 2013 yılında yaklaşık yüzde 6 oranında bir büyüme seyri bekleniyor.

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Trendler