Haberler
Kuzey Kıbrıs’ın bakir konumunu koruyun
“Kuzey Kıbrıs turizmi başarmak ve devam ettirmek için sürdürülebilir ve alternatif turizme önem vermek kaliteli turist profiline oynamak zorundadır.”
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği üyesi, 1 Aralık’ta yapılacak genel kurulda TÜRSAB Yönetim Kurulu Adayı ve aynı zamanda NES Travel seyahat Acentesi’nin sahibi olan Vedat Öndaş turizm sektöründe dikkat edilecek konular hakkında açıklamalarda bulundu. Kuzey Kıbrıs’a da İskandinav ülkelerinden turist grupları getirerek ülkemize de katma değer sağlayan Vedat Öndaş Kuzey Kıbrıs bakir bir destinasyondur ona sahip çıkın dedi. Öndaş Başbakan Yardımcısı,Ekonomi,Turizm Kültür ve Spor Bakanı Sn. Serdar Denktaş ile de yaptığı görüşmede Türkiye ve Kuzey Kıbrıs arasındaki Turizm işbirliğinin gelişmesi ve İskandinav pazarının KKTC’ye katkı koyması hususunda görüş alışverişinde bulundu. Ayrıca KITSAB yönetimi ile görüşen Vedat ÖNDAŞ seçimleri kazanmaları halinde profesyonel bilgi aktarımı ve teknoloji konusunda KITSAB ile işbirliğinin artırılmasına önem vereceklerini bildirdi.
Aynı zamanda İskandinav bölgesinde Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına katkı sağlayacağını belirten ve bu anlamda sürdürebilir turizme önem veren Öndaş’ın ülkemiz turizmi ile ilgili görüşleri aşağıdaki gibidir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZME ÖNEM VERİN
Kuzey Kıbrıs artık sürdürülebilir bir turizm destinasyonu olabilir. Bende buraya grup getiren bir seyahat acentesi olarak turist sayısından çok daha kaliteli ve para harcayan turist profiline önem vermemiz gerektiğine işaret etmek istiyorum. Gelir düzeyi yüksek ve para harcayabilen insanları bu adaya çekmemiz gerekir. Yani çok turist sayısını hedef alarak planlar yapmanın yanında niteliğe önem vermek suretiyle çalışma yapmanın gerektiğine inanıyorum. Ben Kıbrıs’ı seven bir insan olarak bütün turizm politikalarının sürdürülebilir turizmden yana ortaya koyulmasına inanıyor ve altını çizmek istiyorum. Eğer turizmi sürdürülemeyecek bir duruma getirirseniz, kıyılarınız betonlaşır, sahilleriniz doğallığını kaybeder uzun vadede kaybedenler kulübüne katılırsınız.
Kıbrıs’ta farklılığı artırarak deniz kum güneş turizmini yapan diğer ülkeler gibi turizmde çeşitliliğe önem vermek suretiyle cazibe yaratılmalıdır. Burada birim fiyat üzerinde durarak size en yüksek parayı kazandırabilecek turist profiline ağırlık verilmelidir. Yoksa uçaklarımızı dolduralım binlerce insanı buraya taşıyalım, getirelim ama elde ettiğimiz kazanca da bakalım.
SAYIYA DEĞİL NİTELİĞE ÖNEM VERİN
Kıbrıs’ın şu anda diğer ülkelerden farkı ve en üstün yönü bakir bir destinasyon merkezi oluşudur. Aslında siz “turizmde nereye gidiyoruz?” sorusunu sorarsanız, cevabını da sürdürülebilir bir turizmde bulabilirsiniz. Sürdürülebilir turizmde de sahip olduğunuz bu bakir zenginliği koruyarak sağlayabilirsiniz. Bunun yanında para harcayabilen turist profiline yönelerek bu çeşitliliği artırarak sağlayabilirsiniz. Bizim de İskandinav ülkelerine yönelmemizin tek sebebi budur. Türkiye’ye getirdiğimiz İskandinav turistler diğer turistlerin iki katı kadar para bırakıyorlar. Para harcıyorlar böylece daha az ama kaliteli turist daha çok para bırakıyor. Yani kısaca sayıdan çok niteliğe önem vererek bu yönde çalışma yapmalıyız.
TURİZM DİNAMİZM İSTER
Bugün Türkiye de artık sağlık turizmi ciddi aşama sağlamaktadır. Öte yandan Kuzey Kıbrıs’ta oldukça aşama kaydeden öğrenci turizmi yanında artık sağlık turizmi de önem kazanmalıdır. Kuzey Kıbrıs’ta sağlık turizmi için çalışma yapan bir üniversite ve hastanenin de olması büyük bir kazançtır. Turizm de artık çeşitliliğe önem vererek turizme dinamizm kazandırmak gerekir. Siz turizmi dinamik tutarsanız bu sinerjiyi koruyabilirsiniz. Çünkü turizm yaşayan hareketliliğini koruyan bir sektördür. Siz de en az turist kadar dinamik olur o heyacanı onun kadar yaşarsanız turizmde aşama kaydedebilirsiniz. Biz her zaman Türkiye’de TÜRSAB için de aynı şeyi düşünüyoruz genç olmalı dinamik olmalıyız diyoruz. Sinerjik olmalı yeni projeler üretmeliyiz.
Ayrıca turizm de herşey dahil sisteminin sürdürülebilir olmadığına inanıyorum. Gerek Türkiye’de gerek se de Kuzey Kıbrıs’ta tüm esnafların da aynı görüşü paylaştığını tahmin ediyorum.
ORTAK AKILA İHTİYACIMIZ VAR
Bugün turizm sektörünün en çok ihtiyacı olan şey ortak akıldır. Çünkü turizmin sacayakları bellidir. Örneğin havayollarınız yoksa, konaklama tesisleriniz yeterli değilse, turizme hizmet verecek rehberleriniz, restoranlarınız yoksa turizmi unutmalısınız. Acenteler, oteller, rehberler, restorancılar dolayısyla turizmin sacayaklarını ortaya koyduğunuz zaman ve de ortak akıl oluşturabilirseniz ülke turizmi adına yüz tane kafa çalışır ve ortaya iradesi güçlü ve gür bir ses çıkar.
TÜRSAB’ın önümüzdeki ay seçimleri olacak ve yeni bir yönetim kurulu seçilecek. Ben de bu seçimlere TÜRSAB yönetimine oldum amacımız ve bu seçimlere yönelik ana temamız şu “Biz turizmi ortak akıl ile yöneteceğiz” dedik. Şeffaf olarak yöneteceğiz ve her söylemimizi “Biz” olarak seslendiriyor olacağız dedik.
Vedat Öndaş ilk üniversitesini Kıbrıs’ta okuduoğunu ve bu nedenle Kıbrıs’ın ayrı bir yeri nezdinde ayrı bir yeri olduğunu, turizm camiasında çok değerli dostları olduğunu ve gerçekleştirilecek işbirliği ile Kuzey Kıbrıs’a da aynı Türkiye’de olduğu gibi kaliteli ve çok para harcayan turist gruplarını getirmek için çaba harcayacaklarını ifade etti.
Haberler
Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü
Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.
Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.
Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.
Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.
“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Haberler
Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu
Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.
1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.
Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”
Haberler
Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler
Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.
Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı
Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.
Suyu boşa kullanımı engellenmeli
Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.
Plastik kullanımından vazgeçilmeli
Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.
Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı
Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.
Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor
Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.
Pil atıklarına dikkat edilmesi
Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.
-
Madencilik5 yıl önce
İş Makinesi Sektörü Almanya’da Buluşuyor
-
Diğer Gıda & İçecek5 yıl önce
Propolisi Türkiye’den Dünyaya İhraç Eden Kadın
-
Haberler9 yıl önce
Türk Havayolları ve Boeing uzun vadeli işbirliği anlaşması imzaladı.
-
Diğer İmalatlar5 yıl önce
CITS’in Genel Müdürü Ertan Göral oldu
-
Sanayi4 yıl önce
Saha İstanbul Çorumlu sanayicilerle buluştu
-
Lojistik4 yıl önce
Linde’ye EcoVadis’den ikinci kez altın madalya!
-
Haberler4 yıl önce
Akıllı sel bariyerleri, sel baskınlarının önüne geçecek
-
İMALAT4 yıl önce
Atlas Copco’dan sanayiye enerji tasarruf sağlayacak 10 öneri
-
Yeni Teknolojiler4 yıl önce
Ulusal siber sınırlar gerçek ülke sınırları kadar önemli
-
Otomotiv4 yıl önce
CHEP Türkiye’de üst düzey atama
-
Makina & Ekipman4 yıl önce
Rockwell Automation siber güvenlik şirketi OYLO’yu satın aldı
-
İMALAT4 yıl önce
Coşkunöz Holding’in Dönüşüm Proje Koordinatörü Evren Özbanazi oldu