Connect with us

Haberler

Korsan savaşçıları iftarda buluştu

Yayın tarihi

-

Türkiye’nin korsanla mücadele örgütü Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ile Basın Yayın Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği geleneksel iftar programı yayıncıları bir araya getirdi. 

DSC_0181

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beykoz Koru Tesisleri Hasır Restaurant’ta gerçekleştirilen iftar programına İşaret Yayınları’nın sahibi İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Kastamonu Bozkurt İlçesi Belediye Başkanı Engin Canbaz, AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Adem Sefer, Başkan Yardımcısı Tuncer Dede, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği’nin Onursal Başkanı Hasan Hüseyin Doğru, MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Melike Günyüz’ün yanı sıra birçok yayınevi temsilcisi katıldı. 

Sektör %13 küçüldü, bandrol 9 milyon azaldı!

Gecenin açılış konuşmasını yapan Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, gelecek yıllarda bandrollü kitap sayısının artmasını temenni etti. Başkan Üstün’den sonra söz alan Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Muharrem Kaşıtoğlu, bandrollü kitap sayısında 2012 yılında geçmiş yılları çok geride bırakarak, bir rekor kırıldığını ancak 2013’teki tablonun 2012’deki gibi olmadığını söyledi.

Sektörün 2013’te olumsuz bir tablo ile karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Başkan Kaşıtoğlu, “Geçtiğimiz yıl, ortalama yüzde 20-25 bir yayıncılık sektör büyümesi vardı ancak bu yıl tam tersi oldu. Yüzde 13’lük bir küçülme yaşandı. Bu da sektörümüz açısından bizi oldukça üzen bir durum. Yayıncılarımız tarafından 2012 yılının sadece Haziran ayında Yayıncılar Federasyonu’ndan toplam 29 milyon 60 adet bandrol satın alınmıştı. Ancak 2013 yılının Haziran ayına baktığımızda, bu rakam 20 milyonda kalmış. Yani 9 milyon gibi çok ciddi bir gerileme söz konusu. Sadece Haziran’da yüzde 27’lik bir gerileme var” dedi. 

400 bin  korsan kitap  ve 28 matbaaya el konuldu

Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği’nin korsanla mücadele çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Kaşıtoğlu,  konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Korsan ile mücadelede çok ciddi emek harcadık, çok ciddi faaliyetler yaptık. Sadece 2013’te yakaladığımız korsan kitap sayısı 400 bini aşmış durumda. Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği’nin depolarında da korsan matbaalardan el koyup kaldırdığımız toplam 28 adet matbaa makinesi mevcut. Dava süreçlerinin çok uzun sürmesi, çok büyük bir sorun. Dileğimiz, bu süreçlerin olması gerektiği düzeyde, daha çabuk sonuçlanması. Bunun için de Meslek Birliği olarak elimizden geleni yaptığımızı da söyleyebiliriz. Son 2 yılda sadece fiziki olanlar değil, elektronik kitaplar da dahil olmak üzere 800 adet korsan kitap davasına müdahil olduk. Bu davaların 211 adedi dışında kalanlarında karar aşamasına gelindi. Bu da sevindirici bir durum.”

Dijital korsan ihbarı bekliyoruz

Elektronik kitap korsanlığıyla mücadele çalışmalarına da değinen Başkan Kaşıtoğlu, “Kitapların korsan indirimi fiziki korsandan daha kolay. Bununla ilgili olarak Kültür Bakanlığı’ndan ilgili kanunda iyileştirme noktasında çeşitli taleplerimiz oldu. İnşallah kanun değişikliği sırasında değerli Komisyon üyemiz, sevgili milletvekilimiz ve İşaret Yayınları sahibimiz İsmet Uçma, bu konuda bize sonuna kadar desteğini gösterecektir. Meclis’te yayımcıların taleplerinin gerçekleştirilmesinde tek umut İsmet Uçma, kendisi inşallah bizim için emek harcayacak” diye konuştu. 

İlerleyen günlerde internet ortamında korsanla mücadeleye çok daha fazla ağırlık vereceklerini anlatan Kaşıtoğlu, fiziki korsandan daha büyük bir tehlike olarak karşımıza çıkan bu konuda yayıncılardan ihbar beklediklerini sözlerine ekledi.

Yayıncı Milletvekili

Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Onursal Başkanı Hasan Hüseyin Doğru ve Basım Yayın Birliği eski başkanı Hayati Bayrak’ın kısa bir selamlama konuşması yaptığı iftarda söz daha sonra İstanbul Milletvekili İsmet Uçma’ya verildi. 

İşaret Yayınları sahibi, AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma ise basım yayın sektörüne ilişkin beklentilerinin büyük beklentiler olmadığını, sorunların çözümü için Meclis’te her türlü çalışmayı yapacağını söyledi.

Medeniyet için kültür ve sanatta mesafe almanın önemine işaret eden Milletvekili Uçma, “Ülkemiz yeni yeni toparlanıyor, paronayalarından yeni yeni kurtuluyor. Daha düne kadar bu memlekette kitap ve silah aynı masada yargılanmıştır. Dolayısıyla, sizlerin büyük gayretleri, milletimizin dik duruşu ve duası, bu paronayaları artık yok etmiş ve milletimizi korkulardan kurtarmıştır” dedi.

Gecede ayrıca Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, İstanbul’daki tramvaylarda kitap okunmaya teşvike yönelik yaptıkları reklamlara sponsor olan Uğur Yayınları, Nesil Yayınları, Timaş Yayınları, İnsan Kitap ve Kitap Adresi yayın evlerine birer hatırat takdim etti.

Gece; Türkiye Basım yayın Meslek Birliği Başkanı Muharrem Kaşıtoğlu’nun Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün’e çeşm-i bülbül takdimi ile sona erdi. Münir Üstün’e hediyesini, Kastamonu Bozkurt İlçesi Belediye Başkanı Engin Canbaz verdi.

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Trendler