Connect with us

Haberler

İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, denetimlerini yeni teftiş anlayışıyla yürütecek

Yayın tarihi

-

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, kayıt dışı olarak iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyetinde bulunan işyerleri için yeni teftiş anlayışı çerçevesinde denetimlerini yürütecek. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bağlı olan İş Müfettişleri Heyeti’nin Özel İstihdam Büroları Derneği’nde gerçekleştirdiği toplantıda çalışma hayatının öncelikli sorunlarının esas alınarak yapılacak yeni teftişlerle ilgili bilgi verildi.

 zel Istihdam Burolari Dernegi Logo

Programlı teftişlerde kayıt dışı istihdamın engellenmesi, yabancı uyruklu kaçak çalıştırmanın önlenmesi, çalışma ortamlarının sağlıklı hale getirilmesi, çalışma hayatında verimliliğin artması, işçilere mevzuata aykırı şekillerde fazla çalışma yerine ilave istihdama teşvik edilmesi, iş uyuşmazlıklarının azaltılarak, çalışma barışının sağlanması amaçlanıyor.

 

Çalışma hayatının öncelikli sorunları esas alınarak geliştirilen yeni teftiş programı, Özel İstihdam Büroları Derneği’nde gerçekleştirilen toplantıyla duyuruldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bağlı İş Müfettişler Heyeti, Özel İstihdam Büroları Derneği Başkanı Tibet Eğrioğlu, Başkan Vekili Altuğ Yaka ve dernek yönetim kurulu üyeleriyle gerçekleşen toplantıda, kayıt dışı olarak iş ve işçi bulmaya aracılığı faaliyetinde bulunan işyerleri için hazırlanan yeni teftiş programının detayları paylaşıldı.

 

İlk olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve Antalya’da başlayıp, Türkiye genelinde belirlenen işkolları ve alanlarında gerçekleştirilecek programlı teftişlerde, öncelikli olarak kayıt dışı istihdamın engellenmesi hedefleniyor. Yeni denetim anlayışı ile yabancı uyruklu kaçak çalıştırmanın önlenmesi, çalışma ortamlarının sağlıklı hale getirilmesi, çalışma hayatında verimliliğin artmasına katkı yapılması, işyerlerinde işçilere mevzuata aykırı şekillerde fazla çalışma yaptırma yerine, ilave istihdamın teşvik edilmesi, iş uyuşmazlıklarının azaltılarak çalışma barışının sağlanması amaçlanıyor.

 

İşçi ve işverenlere yasal düzenlemeler ve uygulamalar konusunda bilgi ve destek sağlanacak yeni denetim anlayışı çerçevesinde;

 

–       Sektörel sorunların tespiti ve çözümlerin geliştirilmesini sağlamak, ayrıca aynı işkolu ya da sektörde faaliyet gösteren işyerlerinin aynı dönemde denetlenmesi ile işyerleri arasında haksız rekabeti önlemek amacıyla işkolu esasına dayalı teftiş programı uygulanacak.

–       “Önlemek ödemekten daha ucuzdur” anlayışıyla “Önleyici teftiş” olarak adlandırılan yeni yöntemde, eksik ya da yanlış bilgi nedeniyle ortaya çıkan mevzuata aykırılık ve eksikliklerle ilgili olarak, ceza uygulamaktan ziyade eğitim yoluna başvurulacak. Önceden gerekli tedbirlerin alınması, mevzuata aykırılık ve eksikliklerin düzeltilmesi sayesinde, zararların ortaya çıkması engellenecek.

–       İşverenlere mevzuatın uygulanması konusunda rehberlik yapılacak. İşçi ve işverenleri bilgilendirici toplantılar düzenlenecek ve iş mevzuatının kolayca uygulanmasına yönelik dokümanlar dağıtılacak.

 

Gerçekleşen toplantıda Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre; 2012 Haziran sonu itibari ile 331 Özel İstihdam Bürosu’nun faaliyette bulunduğunu belirten İş Müfettişleri, söz konusu işyerlerinin dışında, kayıtlı özel istihdam büroları ile aynı tür faaliyetlerde bulunan, ancak gerekli yasal izni almamış pek çok iş yerinin olduğunu belirtti. Müfettişler izinsiz olarak faaliyet yürüten bu şirketlerle ilgili gelen şikayetlerin başında, iş arayanlardan ücret alındığını vurgulayarak, çalışma izni bulunmayan yabancı uyruklu kişilere iş ve işçi bulma aracılığının yapıldığını, bu kişilerin özellikle ev hizmetleri, yaşlı, hasta ve çocuk bakımı hizmetleriyle ilgili işlere yerleştirildiğini belirtti. İş ve işçi bulma aracılığı dışında başka faaliyetlerde de bulunan bu işletmelerde kayıt dışı çalışma şartlı işe yerleştirilmelerin yanı sıra hukuka ve yasalara aykırı yazılı ve sözlü anlaşmaların da yapıldığı söylendi.

 

Özel İstihdam Büroları Derneği’nde gerçekleşen toplantıda yeni denetim anlayışının “risk esasına dayalı” ve “önleme amaçlı” olduğunu belirten İş Müfettişleri, hedeflerinin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak, işyerlerinin ve istihdamın sürekliliğini tehdit eden riskleri gidermek olduğunu vurgulayarak, programlı teftişlerle ulaşılacak diğer hedefleri şöyle sıraladı;

 

– Kayıt dışı olarak iş ve işçi bulmaya aracılık eden işyerlerinin, gerekli yasal koşulları yerine getirmeleri halinde kayıt altına alınmalarının sağlanması,

– Kanuni şartları yerine getirmek istemeyen ya da yerine getiremeyecek durumda olan Özel İstihdam Büroları hakkında idari para cezası uygulanması ve faaliyetlerine son verilmesinin sağlanması,

– Kayıt altına alınmaları sağlanan Özel İstihdam Bürolarının iş ve işçi bulmaya aracılık dışında faaliyette bulunmalarının engellenmesi,

– Çalışma izni bulunmayan yabancı uyruklu işçilerin istihdamının önlenmesi ve gerekli koşulları taşımayanların sınır dışı edilmesinin sağlanması,

– Söz konusu işyerleri aracılığı ile kayıt dışı işe yerleştirmelerin önlenmesi,

– Aracılık hizmeti veren işyerlerince yapılan hukuka ve yasalara aykırı yazılı ve sözlü anlaşmaların sona erdirilmesi,

– Söz konusu işyerlerinin çalışma koşullarının 4857 sayılı Yasa açısından teftişinin yapılması.

 

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Trendler