Connect with us

Haberler

HP’den “Uçtan Uca Çözümler”

Yayın tarihi

-

Dünyanın en büyük teknoloji şirketi HP, kurumlara sunduğu tam kapsamlı, güvenilir ve esnek çözümlere yönelik yeniliklerini paylaşmak üzere, 4 Temmuz Perşembe günü İstanbul’da gerçekleştirdiği HP Ağ Çözümleri  ile Uçtan Uca Çözümler toplantısında kurumlar ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.

 

HP’nin kurumlara sunduğu uçtan uca çözümlerin uzmanlar tarafından anlatıldığı HP Ağ Çözümleri toplantısında açılış konuşmasını HP Türkiye Ağ Çözümleri Ülke Müdürü Ersin Uyar yaptı. Konuşmasında HP’nin Network segmentindeki yükselişini ve inovasyonlarını anlatan Uyar, ağ çözümleri pazarıyla ilgili şunları söyledi: “HP Türkiye  Ağ Çözümleri  son 6 çeyrekte bağımsız araştırma şirketlerinin yayınlamış olduğu rakamlara göre sürekli büyüme gösteriyor. Bu başarı, Türkiye ve global anahtarlama pazarında en fazla paya sahip ikinci ağ çözümleri üreticisi olarak bizleri her geçen gün daha fazla motive ediyor. Son bir yılda hızla genişleyen güçlü, yetkin ve uzman kadrolarımızla tüm dikey pazarlarda portfüyümüze yeni referanslar ekleyerek pazar payımızı hızla artırmaya devam ediyoruz.”

 

Yeni yatırımlar ve inovasyonlar

HP Ağ Çözümleri, veri merkezi ağ çözümleriyle geleceğe yönelik yatırımlar yapmaya devam ediyor. Bağımsız araştırma şirketlerinin yapmış olduğu araştırma sonuçları, bulut bilişim, mobilite ve Büyük Veri dünyasında Yazılım Destekli Ağ Çözümleri ile Yazılım Destekli Veri Merkezi mimarilerine odaklanan HP’nin vizyoner yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyuyor.

 

HP Ağ Çözümleri, Kenar Anahtarlar ile büyük bir çıkış yakaladıktan sonra dağıtım ve omurga anahtarlarının yanı sıra router çözümleriyle de kurumlara ihtiyaç duydukları tam kapsamlı, uçtan uca çözümleri sunarak sektördeki bütüncül yaklaşımını geliştirdi. HP Ağ Çözümleri  vizyonu beş başlık altında toplanıyor:

–         Veri merkezlerinde konsolidasyon

–         Ağ çözümlerinde sanallaştırma

–         Bulutta hizmet olarak BT

–         Birleşik iletişim çözümleri

–         Kablosuz ağ çözümleri ve işyerine kendi cihazını getir modeli (BYOD)

 

Gelişen işbirliği

HP’nin Birleşik İletişim alanında Microsoft ile yürüttüğü işbirliği  çerçevesinde Microsoft Lynch uyumlu ve sertifikalı IP telefon çözümleri ile yedeklemeli şube ses çözümleri önemli projelerde kullanıma girmeye başladı. Tüm ağ  bileşenlerinde kullanılabilen IMC yönetim yazılımının yanı sıra farklı markalarla uyumlu çözümler de sağlayan HP, BT yöneticilerinin verimliliğini artıran seçeneklerle kurumlarda toplam edinme maliyetlerini önemli ölçüde azaltıyor.

Yazılım destekli ağlar rekabet gücü ve yatırım getirisini artırıyor

Şirketler bulut ortamına geçerken, eski ağ mimarileri, müşterilere en kaliteli hizmeti sunmak için geliştirilen ve anında erişim gerektiren uygulamalar ile hizmetlerin artan veri yükü talebini karşılamakta yetersiz kalıyor. Mevcut kablolu ağ bağlantısı sistemleri ağa bağlı bütün cihazların tek tek yapılandırılmasını gerektirdiği için, yüksek bant genişliği isteyen uygulamaları çalıştırmakta zorlanıyor. Bu da kurumları gereğinden karmaşık ağ yapılarını yönetmeye zorluyor.

 

HP bu güçlükleri aşmak için bir dizi yazılım destekli ağ (SDN) veri merkezi anahtarı geliştirdi. HP’nin otomasyon özelliğine sahip yeni ağ anahtarları, Hadoop gibi yüksek bant genişliği kullanan uygulamalar için sektörün en ölçeklenebilir çözümünü sunuyor. Yeni çözümler arasında yer alan, sektörün ilk OpenFlow özellikli ana ağ anahtarı olarak, sanallaştırılan iş yükündeki artışı karşılamak üzere ihtiyaca göre ölçeklenebiliyor.

 

HP Sanal Uygulama Ağları, bulut yapılarının kurulumunu kolaylaştırıyor ve uygulamaların buluta taşınmasını hızlandırıyor. Güvenli ve paylaşımlı bir altyapı üzerinden ses, finansal işlemler veya video gibi uygulamalara dayalı ihtiyaçları karşılamak için farklı Sanal Uygulama Ağları kullanılabiliyor. Sanal Uygulama Ağları, aynı zamanda, farklı departmanlardaki farklı kullanıcıların da sistem üzerinde yetkilendirilmesine imkan tanıyarak birden fazla kullanıcı destekliyor.

 

Sanal Uygulama Ağları masaüstü sistemler ve iş istasyonlarının ya da mobil cihazların tek tek yapılandırılması yerine, doğrudan bu sistemlere yüklü uygulamaların veri merkezi için yapılandırılmasını sağlıyor. Böylece kullanıcılar mevcut sistemler üstünde yeni uygulamaları anında kullanmaya başlayabiliyor.

 

HP FlexNetwork ile esnek ağ çözümleri

HP kurumların BT yatırımlarını korumak amacıyla, HP FlexNetwork ve Sanal Uygulama Ağlarında OpenFlow gibi yeni açık standartları destekliyor. Açık standartlar farklı uygulama ve ürünlerin bir arada kullanılmasını kolaylaştırıyor.

 

OpenFlow ile kurumlar kendi ağlarını dinamik iş ihtiyaçlarını karşılamak için FlexNetwork mimarisi ile Sanal Uygulama Ağlarına ekleyebiliyor ve böylece marka bağımlılığını önlemiş oluyor. Kurumlara tam kapsamlı, uçtan uca çözümler sağlayan SDN ve HP FlexNetwork, özel bulut ağlarının kurulumunu hızlandırarak veri merkezlerinin buluta açılmasını kolaylaştırıyor.

 

HP FlexNetwork mimarisine dayalı yeni ağ çözümleri, veri merkezlerinde kullanılan kablo bağlantılarını yüzde 75 oranında azaltıyor ve kurulumu hızlandırarak yatırım getirisini artırıyor. Bu da ağ çözümleri kurulumunun birkaç ay yerine, sadece birkaç dakika içinde tamamlanmasına olanak tanıyor. Yeni çözümler arasında yer alan HP FlexFabric 12900, sektörün ilk OpenFlow özellikli ana ağ anahtarı olarak, sanallaştırılan iş yükündeki artışı karşılamak üzere ihtiyaca göre ölçeklenebiliyor.

 

Bulut, mobilite ve BYOD’a özel sanal ağ teknolojileri

HP FlexNetwork mimarisi; yazılım destekli sanal uygulama ağlarına ek olarak sunucular, ağ çözümleri ve depolama birimlerini bir araya getiren Bütünleşik Altyapılar teknolojisinden yararlanıyor. HP’nin esnek ve ölçeklenebilir çözümleri, veri merkezlerinde sunucular arasındaki veri trafiğinin yönetilmesini kolaylaştırıyor.

 

Gartner tahminleri, 2014’e kadar yerel ağlardaki (LAN) veri trafiğinin yüzde 80 oranında sunucular arasında gerçekleşeceğini gösteriyor. “Kur ve unut” yaklaşımıyla tasarlanan geleneksel sabit ağlar ise zengin medya içeriği, VoIP tabanlı birleşik iletişim çözümleri, sosyal medya ve mobilite ihtiyacını karşılayamıyor. Geleneksel ağlar, şubelerin veri merkeziyle entegrasyonunda ve bulut bilişime dayalı yazılım uygulamalarının kullanımda yetersiz kalıyor. HP Ağ Çözümleri, kurumları mobilite ve Büyük Veriye en üst düzeyde entegre etmek için başta Microsoft Lynch desteği olmak üzere, tam kapsamlı ve markadan bağımsız birleşik iletişim çözümleri ile şirketlerin veriye erişimini hızlandırıyor.

 

 

HP Hakkında

HP, kullanıcılar, işletmeler, kamu kuruluşları ve toplum için anlamlı olabilecek yeni teknolojiler sağlamaktadır. Dünyanın en büyük teknoloji şirketi olan HP; baskı sistemleri, kişisel bilgisayarlar, yazılım, hizmetler ve BT altyapısından oluşan ve müşterilerin sorunlarını çözmeye yönelik bir ürün ailesi sunmaktadır. HP (NYSE: HPQ) ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için http://www.hp.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Haberler

Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler

Yayın tarihi

-

Yazar:

Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.

Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı

Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.

Suyu boşa kullanımı engellenmeli

Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.

Plastik kullanımından vazgeçilmeli

Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı

Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.

Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor

Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.

Pil atıklarına dikkat edilmesi

Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Trendler