Connect with us

ENERJI

Enerji Kimlik Belgesi binalara değer katacak

Yayın tarihi

-

 

 

 

 

Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri de binalar için getirilen “Enerji Kimlik Belgesi” alma zorunluluğu… Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren Enerji Kimlik Belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor. Enerji Kimlik Belgesi ile binalar da aynen beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50’ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor. 

1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” gereğince; yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi alınması zorunlu oldu. Mevcut binaların ise 2017 yılına kadar bu belgeyi alması gerekiyor. Enerji tüketiminin yüzde 34’ünün binalarda kullanıldığı ve bu enerjinin de yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı kullanıldığı düşünüldüğünde uygulamanın gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü ısı yalıtımı ile enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlamak mümkün. Enerji Kimlik Belgesi ile yeni inşa edilen binaların yalıtımsız olması tamamen engellenirken, mevcut binaların da bir an önce yalıtım yaptırması mesajı veriliyor.

Enerji Kimlik Belgesi; binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor. Ekonomik yönünün yanı sıra çevreci boyutu da olan belge ile konutların yıllık karbondioksit emisyon salınımları da ölçülüyor. Enerji Kimlik Belgesi ile konutlar da aynen beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye kadar sınıflandırılıyor. A sınıfı, tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonu düşük konutları; G sınıfı ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek konutları işaret ediyor. Örneğin; daha fazla enerji tüketimi ve enerji giderine sahip G sınıfı bir ev buna bağlı olarak daha fazla vergi ödeyecek. Konut ve işyeri satın alma ve kiralamada öncelikli kriterler arasında yer alan enerji maliyetlerini düşürmek ve mevcut binalarda değer kaybı yaşamamak için bir an önce ısı yalıtımı yaptırılması gerekiyor.

Altug Akbas - Kalekim Satistan Sorumlu Gen. Mud. Yrd. (4)

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş:

Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş: “ Avrupa ülkelerinde sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından biri olan binalarda ısı yalıtımı uygulamasının önemi AB uyum süreci ile birlikte ülkemizde de daha iyi anlaşılmaya başlandı. Sektörümüz için en olumlu katkıyı sağlayan uygulama ise binaların enerji harcama niteliğini gösteren Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu oldu. Binanın görünen bir yerine asılacak olan bu belge binanın enerji etiketi niteliği taşıyor. Enerji Kimlik Belgesi’nin zorunlu olmasıyla birlikte binanın harcadığı enerji miktarı evlerin satılmasında veya kiralanmasında belirleyici etken oldu. Buna bağlı olarak konutunun değerini artırmak isteyen herkes binasını A enerji sınıfına taşımaya çalışıyor. Bir binanın A enerji sınıfında yer alabilmesinin ilk şartı ise ısı yalıtımından geçiyor. Çünkü konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ısıtma amaçlı tüketiliyor. Standartlara uygun, kaliteli bir ısı yalıtımıyla ısınmak için harcanan bu enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlanabiliyor” dedi.

LeventPelesen_Mardav A.S. GenelMuduru

Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen

 

Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen: “ Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki 19 milyon konutun yüzde 85’inde maalesef hala ısı yalıtımı yok.  Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip,  Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl 9 milyar 265 milyon dolar katkıda bulunabiliriz.  Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz” dedi.

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ENERJI

Elektriğin geleceğine ışık olacak Eksim Pulse Programı’nda 8 ekip belirlendi

Yayın tarihi

-

Yazar:

Eksim Holding tarafından Dicle Elektrik’in desteğiyle başlatılan Eksim Pulse Girişim Destek Programı’nda kazanan ekipler belli oldu. Başvuru aşamasında yoğun ilgiyle karşılanan programda; enerji dağıtım yönetimi, enerji dağıtım teknolojileri, dijital çözümler, enerji tedariki ve enerji lojistiği alanlarında başvurular alındı. Toplam 106 başvuru içinden seçilen 26 ekip, alanında uzman jüri üyelerine sunumlarını gerçekleştirme fırsatı yakaladı. Yapılan değerlendirmeler neticesinde programa kabul edilen 8 ekip, mentorluk ve eğitim programına dahil edildi. Eksim Holding’in koordinasyonunda alanında uzman eğitmenler tarafından yürütülecek olan program Nisan 2023’te başlayacak ve 4 ay sürecek. Eksim Pulse Girişim Programı kapsamında programa dâhil olan tüm ekiplere 100.000 Türk Lirası’na kadar maddi destek ile Ar-Ge, iş ağı kullanımı, ofis gibi destekler de sağlanacak. Dört ay sürecek olan program ile girişimcilik ekosistemine katkı sunulmaya devam edilecek.

Girişimlerin gelişimine destek sağlamak amacıyla Eksim Holding tarafından Dicle Elektrik’in desteğiyle bu yılın başında devreye alınan Eksim Pulse Girişim Programı’nda yeni bir aşamaya geçildi. Bu kapsamda 106 başvuru arasından seçilen 26 ekip, jüri sunumlarını gerçekleştirdi. Ekip çalışması, proje fikri, pazar ve yatırım potansiyeli kriterleri kapsamında gerçekleştirilen değerlendirmeler sonucunda 8 ekip, mentorluk ve eğitim programına dahil edildi. Program kapsamında girişimlerin ihtiyaç duydukları saha çalışmalarına doğrudan ulaşmalarına, 100.000TL’ye kadar sağlanacak olan hibe desteğiyle projeleri için malzeme alımına ve diğer yatırımlarını hayata geçirmelerine, alanında uzman mentorlar tarafından verilecek eğitimin yanında bire bir mentorluklarla projelerini gerçekleştirmelerine imkan sağlanacak. Eksim Holding çatısı altında bulunan Eksim Ventures tarafından yatırım fırsatı yakalayabilecek projeler bu sayede girişim ekosistemine dahil olabilecek.

 “Türkiye girişimcilik ekosisteminin gelişmesini önemsiyoruz”

Eksim Pulse ile birlikte desteklenen ekiplerin ürünlerinin gelişiminin tamamlanması, satışa başlayanların daha büyük ölçekte iş yapabilmesinin sağlanması, yatırım alması; Dicle Elektrik ve Eksim Holding ile Ar-Ge projeleri ve işbirliklerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu esnada Eksim Ventures ile birlikte diğer yatırımcılardan, fonlardan, girişim sermayesi şirketlerinden yatırım alabilmesi de hedefler arasında yer alıyor. Konuyu değerlendiren Eksim Holding Teknoloji, Ar-Ge ve İş Geliştirme Başkanı Uğur Mutluhan Oruncak; “Eksim Holding olarak yenilenebilir enerjinin, enerji üretim, dağıtım ve depolama teknolojilerinin gelişmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Çağrısını açtığımız konularda proje geliştirmek isteyen girişimcileri desteklemek, büyüyebilecek iş fikirlerine dönüşecek konulara hem maddi olarak, hem de tecrübe, bilgi birikimi, hatta bir nevi laboratuar sağlamak, girişimcilerimizin hedeflerine daha hızlı ulaşmasına katkıda bulunacaktır. Bu kapsamda Eksim Pulse elektrik sektörünün geleceğine ışık tutacak önemli girişimlerin hayata geçirilmesi için değerli bir proje. Yoğun sunum süreçlerinin sonunda programa dâhil olan 8 girişimimizi tebrik ediyorum. Ülkemiz girişimcilerine, girişimcilik ekosistemine katkıda bulunacak yatırımları yapmayı sürdüreceğiz” dedi.

Girişimcilerin ihtiyaç duyduğu destekler sağlanacak 

Eksim Pulse Girişim Programı’nda; enerji dağıtım yönetimi, enerji dağıtım teknolojileri, dijital çözümler, enerji tedariki ve enerji lojistiği kategorilerinde projeler kabul ediliyor. Bu kapsamda girişimcilerin projelerini geliştirmek için ihtiyacı olan proje yönetimi, ürün tasarımı, finans yönetimi, marka/patent gibi konuların yanında, girişimcilik yolunda ihtiyaç duyulan sunum teknikleri, müzakere, yaratıcı düşünme gibi eğitimler de veriliyor. 4 ay boyunca ekiplerin gelişimi mentorluklarla desteklenecek. Ürünleri hazır olan ekiplere ise satış ve yatırımcı görüşmeleri noktasında networking imkânı sağlanacak.

Programa dahil olan 8 ekipten yenilikçi projeler

Program kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucunda yenilenebilir enerji verilerini kullanarak harita üzerinden tahminleme sistemi oluşturan Power Dev projesi birinci oldu. Drone ile görüntü işleme projesi hazırlayan Hummingdrone ise programda ikinciliği elde etti. Programa kabul edilen üçüncü proje ise enerjinin talepten daha fazla üretildiği zamanda depolanmasını sağlayan Bee Batteries oldu. Proje; talebin arttığı zamanlarda da enerjinin şebekeye geri verilerek aşırı yüklenmeyi önlemenin yanında, kullanıcılara ucuz, çevreci ve verimli enerji sağlamayı vadediyor.

Girişimleri desteklenecek diğer projeler ise şu şekilde;

  • Şarj ihtiyacı olmayan powerbank projesi Penergy,
  • Elektrikli araçlar için batarya sağlığı izleme projesi Batarya Zekası,
  • Enerji tüketimi sağlayan cihazların elektrik tüketim durumlarını gösteren algoritma projesi Massive Energy,
  • Yer altı kabloların mevcut pozisyonlarını gösteren cihaz projesi Geodo,
  • VR teknolojisi ile operasyon bakım, manevra kabiliyeti ve personel eğitimlerini sağlayabilecek proje Virmode.

 

Haberin Devamı

ENERJI

Kontrolmatik Teknoloji 9 Aylık Net Dönem Karını 195,2 Milyon TL Olarak Açıkladı

Yayın tarihi

-

Yazar:

Kurulduğu günden bu yana yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımları ile enerji, proses endüstrisi, ulaşım ve madencilik sektörlerinde projelere özel, uçtan uca dijital çözümler sunan Kontrolmatik Teknoloji bir önceki yıl 70,6 milyon olan net dönem karını yüzde 176  arttırarak 195,2 milyon TL’ye ulaştı.  

Net dönem karını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 176 artırarak 195,2 milyon TL’ye yükselttiklerini söyleyen Kontrolmatik Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan;  “Şirketin faiz-amortisman-vergi öncesi karı ise (FAVÖK) 2021 yılının ilk dokuz ayına göre yüzde 338 oranında artarak 346,7 milyon TL’ye yükseldi” dedi.

Yenilikçi ve sürdürülebilir yaklaşımları ile müşterilerine özel anahtar teslim çözümler sunan Türkiye’nin önde gelen teknoloji, enerji ve mühendislik şirketlerinden biri olan Kontrolmatik Teknoloji geleceğin sürdürülebilirlik anlayışını bugünden tüm ilke, hedef, iş yönetimi, kurumsal iletişim ve şirket politikalarının tamamına entegre ederek birçok başarılı projeyi hayata geçirmeye ve karlılık oranını arttırmaya devam ediyor.

Yenilikçi ve teknolojik ürünler üreteceğiz

Kontrolmatik Teknoloji olarak 2023 yılında büyüme hedeflerini sürdürülebilir anlayış ile gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Kontrolmatik Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan; “Birçok sektöre sunduğumuz mühendislik ve entegrasyon hizmetlerinin yanında sürdürülebilir, karbon nötr ve kendi kendine yetecek bir gelecek için mobil trafo merkezleri, E-House, mobil hibrit enerji üretim üniteleri, yüzer platformlar, enerji depolama sistemleri gibi geniş, yenilikçi ve teknolojik ürünler üreteceğiz. Üreteceğimiz teknolojik ürünler için yakın bir zamanda güzel bir adım attık. Kolaboratif robot, gripper (tutucu), robot uç elemanı üretimi ve entegrasyonunun da faaliyette bulunacak 10 milyon TL’lik başlangıç sermayeli yüzde 75 pay sahibi olduğumuz bağlı ortaklığımız MCFLY Robot Teknolojileri şirketini kurduk” dedi. 

“2023 ilk çeyrekte Pomega Enerji Depolama Teknolojileri fabrikamızı açmayı hedefliyoruz”

2022 yılının başında Ankara Polatlı’da Türkiye’nin ilk özel sektör lityum demir fosfat pil hücresi ve enerji depolama sistemleri fabrika yatırımı ve temel atma törenini gerçekleştiren Kontrolmatik Teknoloji YKB Sami Aslanhan fabrikayla ilgili son gelişmeleri de aktardı.  Bu yıl sonunda inşaat çalışmalarını tamamlamayı ve ilk çeyrek sonunda açılış yapmayı planladıklarını belirten Aslanhan; “Ürettiğimiz ürünler ile yüksek güçte enerji depolama ihtiyacı olan; enerji santralleri, şehir şebekeleri, fabrikalar, ev uygulamaları ve yüksek güç gerektiren forklift, kamyon, iş makinaları, deniz taşıtı ve tren gibi alanlara hitap etmeyi planlıyoruz. Şebeke düzeyinde enerji depolama tesisleri, elektrikli araç şarj destek sistemleri, elektrikli araçlar başta olmak üzere, yeni teknolojik uygulamalar, endüstriyel tesislere yönelik enerji depolama çözümleri, yenilenebilir enerji uygulamaları, mesken uygulamaları ve ada kurulumları yapılacak. Kapasitemiz açılışta ilk olarak 500 MWh olacak.  Yıl sonuna kadar ise diğer fazın devreye alınmasıyla 2 GWh yıllık kapasiteye yaklaşacağız. 2024’te ise yıllık kapasite olarak 2.25 GWh’ı geçmeyi hedefliyoruz. Fabrikamız belirlenen hedeflere ulaştığında sektörün artan enerji talebine cevap verecek hale gelecek” dedi.”

Düşük karbonlu enerji sistemine geçişi destekliyoruz

Türkiye’de hızla artan enerji talebine karşılık enerjide sürdürülebilir bir gelişme rotası oluşturulabilmesi, düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişin desteklenmesi ve temiz enerjinin yaygınlaştırılması alanında da Ar-Ge çalışmalarının devam edeceğine dikkat çeken Aslanhan; “Sunacağımız yüzer platform çözümleri ile buharlaşmayı azaltıp, su kaynaklarımızı korumayı amaçlıyoruz. Hedefimiz fosil yakıta olan ihtiyacı azaltıp, yenilenebilir enerji kullanımını yüzer platform çözümleri artırmak. Amacımız yenilenebilir enerjiden daha fazla faydalanmayı sağlamak ve kaynaklarımızı korumak” ifadelerini kullandı.

CGE Evaluation tarafından yapılan değerlendirmede Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) performans puanının 10 üzerinden 7,95 olarak belirlendiğini belirten Aslanhan; “Kontrolmatik Teknoloji olarak içinde bulunduğumuz sektörde sürdürülebilir yönetişimde örnek ve öncü olabilecek firmalar arasında seçildik. Aynı zamanda TÜV SÜD tarafından belirlenen derecelendirme sisteminde sürdürülebilirlik yönetimimiz 10 üzerinden 7,57 puan belirlenerek ‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifikası’ almaya hak kazandık” dedi.

Kontrolmatik Teknoloji MSCI Small Cap Türkiye Endeksi’ne dahil edildi

Kontrolmatik Teknoloji’nin küresel endeks sağlayıcısı MSCI Small Cap Türkiye Endeksi’ne dahil edildiğini açıklayan Aslanhan; “Bazı uluslararası fonlar portföylerini MSCI endeksine paralel olarak yönetiyorlar. Bu sebeple bu listede olmak bizim için oldukça önemliydi. Kontrolmatik Teknoloji olarak MSCI Small Cap Türkiye Endeks listesinde yer almaktan ve uluslararası yatırımcıların Türk şirketlerine olan ilgilerine katkı sunacağımızdan dolayı mutlu ve gururluyuz. Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. firması tarafından hazırlanan Kurumsal Yönetim İlkeleri’ne uyumun değerlendirilmesine ilişkin rapora göre Kontrolmatik Teknoloji’nin Kurumsal Yönetim Notu 9,36 oldu.” diyerek sözlerini sonlandırdı. MSCI tarafından yapılan açıklamada söz konusu endeksle ilgili değişikliklerin 30 Kasım 2022 seans kapanışı sonrası uygulanacağını belirtildi.

Sektörde mevcut insan kaynağını hedefleyen akademi kuracağız

2023 yılında istihdam alanında belirleyici hedefler koyduklarını belirten Aslanhan; “Şu an iştirak şirketlerimizle yüzde 60’dan fazlası mühendisten oluşan 400’den fazla kişiye istihdam sağlıyoruz. Hedefimiz bu istihdamı 750’nin üzerine çıkarmak. Sektörde nitelikli insan kaynağı bulma konusunda sorun yaşamadığımızı söylemek doğru olmaz. Özellikle pandemi süreciyle beraber Türkiye’de IT, yazılım ve donamım sektöründe nitelikli genç yetenekli arkadaşların yurt dışına göçü başladı. Bununla birlikte yurt içinde de sektörümüzde bu alanlarda mevcut insan kaynağı konusunda olan talep gün geçtikçe artmaya başladı.

Bizler de Kontrolmatik Teknoloji olarak özellikle Türkiye’de yazılım, güç elektroniği gibi alanlarda nitelikli eleman yetiştirerek sektörde bu alanda artan mevcut insan kaynağını karşılamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda da şirket içerisinde kendi akademimizi kurarak kendini geliştirmiş ve yetenek sahibi genç arkadaşlarımıza destek sağlayacağız” açıklamasında bulundu.

Haberin Devamı

ENERJI

Füzyondan net enerji 2025’te elde edilecek, 2030’da şebekeye verilebilecek

Yayın tarihi

-

Yazar:

Enerji alanında dünyada çığır açma potansiyeline sahip füzyon enerjisi, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen “Füzyon Enerjisi ve İnovasyonu Hızlandırmak” başlıklı seminerde ele alındı.

Dünyada bu alanda en önde gelen çalışmalara imza atmakta olan MIT Plazma Bilimi ve Füzyon Merkezi Direktörü Prof. Dr. Dennis G. Whyte, füzyon teknolojisinde 20-30 yıllık süreçlerin artık, geliştirdikleri yenilikçi teknoloji çözümleri ile 2-3 senelik sürelere çekildiğini belirtti. Prof. Whyte, çalışmalarında ilk iki aşamayı başarıyla tamamladıklarını söyleyerek, 2025 yılında füzyondan net enerji elde edilmesini ve 2030 yılında da enerjinin şebekeye verilmesini hedeflediklerini anlattı.

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı:
“Füzyon teknolojisi, temiz enerji geleceği için çok önemli”

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici:
“Füzyon teknolojisinin Türkiye’deki ilk tanıtımını yapıyoruz”

Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Bora Şekip Güray:
“Rekabetçi füzyon, Türkiye gibi net ithalatçı enerji piyasaları için çok değerli kazanımlar sağlayabilir”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), öncü analitik çalışmaları, hazırladığı raporlar ve düzenlediği konferanslarla enerji ve iklim alanlarında en yeni gelişmeleri Türkiye gündemine taşımaya devam ediyor. IICEC’in alanında dünyanın sayılı isimlerinin katılımı ile gerçekleştirdiği konferans serisi kapsamında  bu kez de enerji alanında çığır açma potansiyeline sahip füzyon enerjisi ele alındı.

Plazma bilimi ve füzyon alanında bilim dünyasının en önemli ismi

“Füzyon Enerjisi ve İnovasyonu Hızlandırmak” başlıklı seminer kapsamında, plazma bilimi ve füzyon alanında bilim dünyasının öncü isimlerinden Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) Plazma Bilimi ve Füzyon Merkezi Direktörü olan Prof. Dr. Dennis G. Whyte, IICEC tarafından düzenlenen semineri için Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın özel daveti ile Türkiye’ye geldi.

Misyonunu dünyaya füzyon gücü sağlamak olarak belirlemiş  bir şirket olan özel füzyon girişimi Commonwealth Fusion Systems (CFS) ile iş birliği içinde, kompakt, ileri teknolojili, bir füzyon enerjisi çözümü olan SPARC füzyon projesini yöneten Prof. Dr. Dennis G. Whyte, The Seed Sakıp Sabancı Müzesi’nde düzenlenen seminerde geleceğin en önemli enerji çözümlerinden biri olarak görülenfüzyon enerjisini, füzyon teknolojisindeki son gelişmeleri ve geliştirdikleri teknolojinin başarı faktörlerini ve yakın gelecek için somut hedeflerini anlattı.

Füzyon enerjisi üretmeye yönelik çok yenilikçi ve çok daha hızlı bir yöntemle bu alanda çığır açan, aynı zamanda ilgili  çalışmaları ile 2018’de füzyonun gelişimini hızlandırmada olağanüstü liderlik nitelikleri sergileyen kişilere verilen Fusion Power Associates (FPA) Yönetim Kurulu Liderlik Ödülü’nü de alan Prof. Dr. Dennis G. Whyte’ın, konuşmacı olduğu özel seminere, iş dünyası ile enerji ve iklim çevrelerinden seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

“Füzyon teknolojisi, temiz enerji geleceği için çok önemli”

Etkinlikte ev sahibi olarak yer alan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, füzyon enerji teknolojisinin temiz enerji geleceği için çok önemli olduğunu vurguladı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Energy Initiative (MIT Enerji Girişimi) Danışma Kurulu’nda yer aldığı için füzyon enerjisi teknolojisini yakından takip ettiğini belirten Güler Sabancı, bu alanda yapılan çalışmaların dünyanın önde gelen bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Dennis G. Whyte aracılığıyla IICEC ev sahipliğinde anlatılmasından mutluluk duyduğunu ifade etti.

“Füzyon teknolojisinin Türkiye’deki ilk tanıtımını yapıyoruz”

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici seminerde yaptığı konuşmada, “Sabancı Üniversitesi olarak, dünyanın en önde gelen üniversitelerinden biri olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün Enerji Girişimi ile birlikte çok yenilikçi bir teknolojinin Türkiye’deki ilk tanıtımını yapıyoruz. Prof. Dr. Dennis Whyte’ın bize anlattığı füzyon teknolojisi önümüzdeki yüzyıllarda insanlığın enerji ve gelişimini kökten değiştirebilecek potansiyele sahip. En az 50-60 seneden beri konuşulan ancak bir türlü başarılamayan bir sonucun artık bize çok yakın olduğunu gösteriyor. Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ve MIT Enerji Girişimi ile kurulan ilişki yıllardan beri devam ediyor. Sabancı Üniversitesi için yeni bir adım olmaktan ziyade yılların birikiminin bir sonucu olduğunu söyleyebilirim. Burada IICEC’in ne kadar önemli bir rol oynadığını da görüyoruz. Bilim dünyasının önemli ismini IICEC etkinliğinde ağırlamaktan ve bundan sonraki çalışmalara dahil olmaktan mutluluk duyuyoruz” açıklamasında bulundu.

“2025’te füzyondan ilk net enerji elde edilecek, 2030’da şebekeye verilecek”

“İçinde bulunulan mevcut durum ve küresel gelişmelere bakıldığında füzyon daha önce düşündüğümüzden çok daha yakın. Bu da demektir ki; iklim değişikliği ile mücadele ve enerji güvenliği için  füzyonu ticari, uygulanabilir bir enerji çözümü olarak öne çıkaran teknolojileri acilen geliştirmemiz gerekiyor. Atılım yaratan buluşlarımızdan önce füzyonun uzun yıllar sonra gerçekleşeceği düşünülüyordu. Şimdi ise füzyona sadece dört yıl var. Bu da bize, bu yeni enerji kaynağını uygulama konusunda önemli bir fırsat da sunuyor” açıklamasında bulunan MIT Plazma Bilimi ve Füzyon Merkezi Direktörü Prof. Dr. Dennis G. Whyte, füzyonun önemi ve yaptıkları çalışmalar hakkında şunları söyledi:

“Füzyon teknolojisinin gerçek anlamda hayata geçebilmesi için hükümetler, araştırma kuruluşları, bilim insanları, iş dünyası ve özel yatırımcıların bir araya gelmesi gerekiyor. Onlarca yıllık kamu finansmanıyla oluşturulan bilimsel gelişimilkelerinin,yenilikçi teknik ve organizasyonel modellere dönüştürülmesi önemli.. Bunun başlıca örneği, özel füzyon endüstrisinin yakın zamanda ortaya çıkması ile birlikte  füzyonun geliştirme süresini kısaltmak ve ekonomik olarak rekabetçi bir ürün üretmek için çözümlere odaklanan şirketlerdir.

Bunun önemli bir örneğini de biz MIT ve özel sektör ortağı Commonwealth Fusion Systems olarak gerçekleştiriyoruz. Bu plan, süper iletken mıknatıslardaki yıkıcı teknolojiyi ve köklü füzyon bilimini, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir fark yaratmak üzere bilim insanları, akademi, iş dünyası ve yatırımcılardan oluşan yenilikçi işbirliği modelleri ile hayata geçiyor.

MIT olarak yürüttüğümüz projede füzyon enerjisinin şebekeye verilerek kullanıma sunulması 4 aşamada gerçekleştiriliyor. İlk aşama olan Alcator C-Mod’u gerçekleştirdik ve ikinci etapta TFMC sarmal aşamasını tamamladık. 5 Eylül 2021’de gerçekleştirdiğimiz test sonuçlarından olumlu sonuç aldık. Şimdi üçüncü aşamada doğrudan net enerji elde etmek üzere Boston yakınlarında SPARC tesisleri inşaatı 2025 yılında tamamlanarak hizmete girecek. Son olarak ARC aşamasıyla füzyon enerjisini şebeke üzerinden kullanıma açmayı hedefliyoruz.

Artık 20-30 yıllık süreçler yok. 2-3 yıl sonrasından bahsediyoruz. Eski kurallar artık geçerli değil. Şimdi yeni bir ufuk ve yakın gelecekten söz ediyoruz.. Belki de önümüzdeki 10 yıllık süre içerisinde füzyon enerjisini çok daha farklı şekilde konuşacağız. Birçok enerji sorununu da bu sayede aşmış olacağız” dedi.

“Rekabetçi füzyon, Türkiye gibi net ithalatçı enerji piyasaları için çok değerli kazanımlar sağlayabilir”

IICEC’in kamu-sanayi-akademi başarı üçgeni modeli ile daha güvenli ve temiz enerji geleceğine katkı sunmaya devam ettiğini belirten IICEC Direktörü Bora Şekip Güray, daha güvenli ve daha temiz enerji geleceğine ilişkin çalışmalarda füzyon teknolojisinin son dönemde giderek daha fazla öne çıktığını belirtti. Bu alanda liderlik ettiği teknolojik çözümlerle dünyanın önde gelen bir projesine imza atan MIT Plazma Bilimi ve Füzyon Merkezi Direktörü Profesör Whyte’ı Sabancı Üniversitesi IICEC olarak Türkiye’de konuk etmiş  olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden Güray, sürdürülebilir füzyon çözümlerinde sağlanacak gelişmelerin, enerji ve iklim geleceği için kritik olacağının altını çizdi. Güray, enerji güvenliği, iklim değişikliği ile mücadele ve enerji ekonomisi alanları değerlendirildiğinde, tüm bu faktörler içerisinde füzyonun, global enerji dengelerini dönüştürücü potansiyeline dikkat çekerken, rekabetçi füzyonun Türkiye gibi enerji talebi büyüyen ve enerjide net ithalatçı olan enerji piyasaları için gelecekte ayrıca çok değerli kazanımlar sağlayabileceğini ifade etti.

Haberin Devamı

Trendler