Connect with us

Haberler

Türkiye’nin bitki çeşitleri Destek Patent’le koruma altında

Yayın tarihi

-

Türkiye’nin lider marka ve patent danışmanlığı şirketi Destek Patent, 2012 yılına ait Bitki Islahçı Hakları Raporu’na göre Bitkisel Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’ne yaptığı 115 adet ıslahçı hakkı başvurusuyla en fazla başvuru dosyalayan vekil firma oldu.

 DestekPatent_Yesim_Metin_PORTRE

Destek Patent, marka ve patent danışmanlığındaki lider konumunu, yeni bitki çeşidini geliştiren kişi ve kurumların haklarını koruma altına alan “bitki ıslahçı hakları” alanında da sürdürmüştür. Gıda, Tarım, Orman ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Bitkisel Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (BUGEM) tarafından açıklanan 2012 yılı Bitki Islahçı Hakları Raporu’na göre 2004 yılından 2012 yılı sonuna kadar 115 adet başvuru yapan Destek Patent %56 oranıyla en fazla başvuru dosyalayan vekil firma olmuştur. Destek Patent bu alandaki ilk başvurusunu, 2004 yılında yürürlüğe giren Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanunu müteakiben 31.12.2004 tarihinde gerçekleştirmiştir.

BUGEM’in raporuna göre 31.12.2012 tarihine kadar yapılan 682 başvurunun 400’ü vekil aracılığı ile yapılmış başvurulardır. 400 başvurunun 206 tanesi patent ve marka vekilliği yapan kuruluşlarca yapılmıştır. Raporda yer alan verilere göre Destek Patent ikinci sıradaki vekil firmaya göre %64 daha fazla başvuru dosyalayarak 2012 yılında da açık ara liderliğini sürdürmüştür.

Hakları korunan bitkilerle üreticiye daha yüksek gelir

Türkiye’de yıllar süren çalışmaların ardından ve büyük emek harcanarak yetiştirilen yeni bitki çeşitlerinin izinsiz olarak kullanılmasını önlemek için bitki ıslahçı firmaların başvurdukları yollardan biri ıslahçı hakkı korumasıdır. Bitki çeşitlerinin koruma altına alınması firmaların gelir elde etmesini ve yeni çeşitler geliştirilmesini teşvik eder. Yeni geliştirilen çeşitlerin mevcut çeşitlere göre üstün yönleri olduğu için, bunlar tarım uygulamalarında daha avantajlıdır. Çiftçiler koruma altına alınan bitki çeşitlerini kullanarak daha verimli, dayanıklı ve özgün niteliklere sahip ürünler elde edebilirler.

Bitki ıslahçı hakkı koruma başvurusunun ciddi maddi avantajlar sağladığını söyleyen Destek Patent Marka ve Patent Vekili Yeşim Metin: “Bitki ıslahçıların geliştirdiği bitki çeşitleri taşıdıkları belli bir maddi değerin yanı sıra karakteristik özellikleri nedeniyle katma değeri yüksek ürünler olarak işlem görüyor. Bu çeşitleri korumanın yolu ise öncelikle hak ihlalini önlemeden geçiyor. İhlal oluştuğunda ise maddi kayıpları karşılamak bakımından koruma önem kazanıyor” dedi.

Yeşim Metin, haklarını koruma altına almayan ıslahçıların karşılaşabilecekleri zararlar hakkında ise şunları ekledi: “Koruma olmaması; ıslahçının zahmetle geliştirdiği bir ürünün topluma mal olması ve herkes tarafından kullanılabilir olması anlamına gelir ki bu iki şekilde zarar verir. Birincisi çeşidin farklı kişi veya kurumlarca kullanımı zamanla özelliklerini kaybetmesine ve başka türlerle karışmasına neden olabilir. İkincisi de bu çeşide olan talebe göre ıslahçının elde edeceği gelir belirgin şekilde azalır.”

Başvuruların en emin yolu vekil kuruluşlar

Önümüzdeki yıllarda başvurularda patent ve marka vekili kullanma oranının artacağının öngörüldüğünü belirten Yeşim Metin, tohumluk üretimine odaklanan firmaların ıslahçı hakları gibi uzun prosedür ve uzmanlık gerektiren, hak ihlali ortaya çıkması halinde de uzman kişilerle hareket etmeyi gerektiren işlemlerde vekil kuruluşlardan hizmet almayı tercih edeceklerini belirtti.

Destek Patent’in sadece sayısal değerlerdeki artış ile değil, aynı zamanda hizmet kalitesindeki artış ile dosyaladığı başvuruların sorunsuz ve tek seferde sonuçlandığını söyleyen Yeşim Metin, “Destek Patent her konuda olduğu gibi, farklı kanunlara dayanan, bilgi ve deneyim isteyen ıslahçı hakkı işlemlerindeki hizmetlerini ve liderliğini uzman personeli ile sürdürmeye devam edecektir” dedi.

Haberin Devamı
Advertisement
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIDA & İÇECEK

Gürok Grup’ta üst düzey atama

Yayın tarihi

-

Yazar:

Gürok Grup’un 2024 yılında tüketicilerle buluşturduğu, Türkiye’nin en yüksek magnezyum ve toplam mineral değerine sahip içecek ailesi AVOYA’nın Genel Müdürlük görevine Ümit Bayvas atandı.

Atamaya ilişkin değerlendirmede bulunan Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, şunları söyledi: “Ümit Bey’in hem global hem de yerel pazarlarda edindiği güçlü deneyimin, markamızın büyüme yolculuğuna değerli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. AVOYA ile tüketicilere doğal içeriklerle zenginleştirilmiş, yüksek mineral değerine sahip, yenilikçi bir içecek deneyimi sunuyoruz. Bu vizyonla daha geniş kitlelere ulaşma ve pazardaki konumumuzu daha da güçlendirme noktasında kendisine güvenimiz tam. Atamamızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz.”

Birçok önde gelen küresel FMCG ve içecek şirketinde üst düzey yönetici olarak görev alan Ümit Bayvas, 30 yılı aşkın kariyeri boyunca farklı ülkelerde büyük ölçekli ticari ve organizasyonel dönüşüm projelerine liderlik etti. Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Kuzey Amerika gibi geniş coğrafyalarda dağıtım sistemleri, satış yapılanmaları ve pazara giriş stratejilerinin oluşturulmasına öncülük eden Bayvas, son dönemde uluslararası FMCG şirketlerine danışmanlık yaparak ticari mükemmeliyet, pazar genişlemesi ve “route-to-market” stratejileri konularında önemli projelere imza attı.

Gürok Grup, geçen sene hızlı tüketim ürünleri sektörüne AVOYA ile önemli bir adım atarak tüketicilere yüksek magnezyum oranı ve doğal bileşenleriyle yenilikçi içecekler sunuyor. AVOYA, Türkiye’nin toplam mineral ve magnezyum değeri en yüksek maden suyu olarak fark yaratıyor. Sektörde bir ilki gerçekleştirerek meyve ve bitki özleri ile zenginleştirilmiş, tamamen doğal içerikli formüllerle tüketicilere sunuluyor. Bu yenilikçi yaklaşımla AVOYA hem maden suyu hem de mineralli gazlı içecek kategorisinde devrim yaratmayı hedefliyor.

Haberin Devamı

Haberler

Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü

Yayın tarihi

-

Yazar:

Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.

Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.

Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.

Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.

“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.

 

Haberin Devamı

Haberler

Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu

Yayın tarihi

-

Yazar:

Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.

1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.

Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”

Haberin Devamı

Trendler