Haberler
Vodafone’dan yeni yıl müjdesi!
Dünyanın en ileri 3G teknolojisini sunan Vodafone, Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyor. Şirket, şimdi de teknolojik mucizeler herkesin hayatında olsun diye, geniş ekranı, gelişmiş kamerası ve fiyat avantajıyla öne çıkan ilk yerli üretim akıllı telefonu “Blade V”yi müşterileriyle buluşturuyor. Vodafone Blade V, tarifeye ek ayda 1 TL’den başlayan fiyatlarla tüketicilerin beğenisine sunuluyor.
Türkiye’de Dijital Dönüşüm Hareketi’ni başlatan ve sürekli yatırımlarla tüketicilere son teknolojilerin mucizelerini sunan Vodafone Türkiye, şimdi de Türkiye’de üretilen Vodafone Blade V’yi tüketicilere sunuyor. İlk üretimleri tamamlanarak Aralık ayı sonunda banttan çıkan yerli üretim telefonlar tarifeye ek 1 TL’den başlayan fiyatlar ile tüketicilere sunulacak.
İlk olarak Temmuz 2010’da lanse ettiği Vodafone 840 ile Türkiye pazarına operatör markalı akıllı telefon kavramını getiren, teknolojiyi kolay ve anlaşılır kılarak öncü olan Vodafone Türkiye, geçen üç yıl içinde Vodafone markalı 15 akıllı telefonu ve beş tabletiyle teknolojiyi herkes için erişilebilir kılmaya devam etti. Akıllı telefon mucizesine geçiş yapmanın kolaylığını yaşatan Vodafone Türkiye, şimdi de Türkiye’de Manisa’daki Vestel fabrikalarında üretilen Vodafone Blade V akıllı telefonu tüketicilerin beğenisine sunuyor.
4.1 Android Jellybean işletim sistemine, 4 inç geniş ekrana, Qualcomm Snapdragon 1.2 GHz’lik 4 çekirdek işlemciye, 5 MP çözünürlüklü, otofokus ve LED flaşlı kameraya sahip Vodafone Blade V, dünyanın en ileri 3G teknolojisi ile donatılmış durumda.
Vodafone uygulamaları ile kusursuz deneyim
Teknolojik özellikleri ve uygun fiyatının yanı sıra içerisinde yüklü Vodafone uygulamaları ile gelen Vodafone Blade V, kullanıcılarına ayrıcalıklı hizmetler sunuyor. Vodafone Blade V ile birlikte gelen ve Vodafone Türkiye’nin Global İnovasyon Merkezi OKSİJEN tarafından geliştirilen Vodafone Self Servis uygulaması, SMS, internet ve yurtdışını arama paketlerini satın alma, yurtdışında kullanıma açma, fatura detayı inceleme, TL yükleme, tarife değişikliği ve kalan kullanım görüntüleme imkânı sunuyor.
Diğer yandan yine OKSİJEN’in geliştirdiği Kızılay Uygulaması ile kullanıcılar, sabit ve mobil Kızılay kan merkezlerinin konumunu, iletişim bilgilerini, haritada gösterimi ve yol tariflerini öğrenebiliyor. Uygulamadaki kan bağışı takvimine kan bağışında bulunduğu tarihleri kaydetme imkânı buluyor ve, tekrar kan bağışı yapabilecek kadar süre geçtiğinde otomatik uyarı alıyor. AKUT Uygulamasıyla, acil durumlarda aranacak numaralar, resimli ve videolu ilk yardım bilgileri, pusula, acil durumda kullanılabilecek SOS uyarı sinyallerine ulaşıyor.
Vodafone Çiftçi Kılavuzu ise Vodafone Blade V sahibi çiftçilerin hayatına büyük kolaylıklar sunuyor. Kılavuzda; üreticiler, şehir ve ilçelere özel beş günlük zirai meteorolojik tahminler ve uyarılardan ürün ve ürün gruplarına özel haberler ve bereketi artıracak ipuçlarına kadar pek çok bilgiye erişebiliyor.
Vodafone Grubu: Türkiye’nin potansiyeline inanıyoruz
Türkiye’nin potansiyeline olan inançlarını ve Vodafone Türkiye’nin yerli üretim telefon çalışmalarını en başından beri büyük bir heyecanla desteklediklerini vurgulayan Vodafone Grubu Avrupa Bölge Terminal Direktörü Francesca Fiore, “Türkiye bizim için çok kıymetli bir pazar. Vodafone Türkiye, Ar-Ge çalışmalarını yürüten OKSİJEN sayesinde teknoloji ve inovasyonu ihraç eder konuma gelmiş, her geçen gün başarısını artırmaya devam eden bir şirket. Vodafone Grubu olarak, Vodafone Türkiye’nin yerli üretim akıllı telefonu Vodafone Blade V’yi, fikir aşamasından itibaren büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Türkiye’nin potansiyeline olan inancımız tam” dedi.
Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Vodafone Türkiye Terminal Direktörü Ahmet Ulubay ise şunları ifade etti:
“Vodafone Türkiye olarak hedefimiz, Dijital Dönüşüm Hareketi doğrultusunda sürekli yatırımlarla teknolojinin küçük mucizelerini tüketicilerimize sunmak. Bu hedefle, kendi markalı telefonlarımızı herkesin Süper İnternet’e kolayca erişebilmesi amacıyla, 3G’nin ilk yılını kutlama etkinliklerimiz çerçevesinde ilk kez Temmuz 2010’da lanse ettik. Dolayısıyla, operatör markalı telefon lansmanını Türkiye’de ilk kez yapan operatörüz. Üç yıl içerisinde portföyümüze akıllı telefonları da katarak herkese kolayca akıllı telefona terfi etme fırsatını sunduk. Bu süreçte, toplam 15 akıllı telefon, beş adet de tablet lansmanı gerçekleştirdik. Tüm bu akıllı cihazlarımızı ayda 1 TL’den başlayan uygun fiyatlarla müşterilerimizle buluşturduk. Bugün, Türkiye için Türkiye’ye bir yatırım daha yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz Vodafone Blade V akıllı telefonumuz ile teknolojik mucizeleri, Türk tüketicisinin gündelik hayatının bir parçası haline getiriyoruz. Tüm kullanıcılarımıza hayırlı, uğurlu olsun.”
Vodafone Türkiye yerli üretim yatırımlarına devam edecek
Türkiye’de yerli üretim yatırımlarının stratejik önemine de ayrıca dikkat çeken Ahmet Ulubay, “Vodafone Türkiye olarak, yerli üretim yatırımlarımızı her geçen yıl daha da artırmaya devam ediyoruz. Yerli üretim yatırımlarının çeşitlenerek artmasında, yatırım maliyetlerine ve vergilere devlet teşvikinin sağlanması ile yerel olarak üretilen telefonların pazarda ulusal stratejik öncelikler kapsamında rekabet edebilmesinin temin edilmesi önemli rol oynuyor. Ülkemizin bu alandaki gerçek potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarabilmesi adına özel sektörü temsilen biz Vodafone Türkiye olarak, Vodafone Grubu’nun küresel bilgi birikiminin gücünü de yanımıza alarak, üzerimize düşen her görevi yapmaya hazırız. Türkiye’de üretilen, ülke genelinde kullanılan ve hatta buradan dünyaya açılan akıllı telefon markaları yaratmak bugün kulağa bir mucize gibi geliyor. Ama biz biliyor ve inanıyoruz ki, Vodafone’la mucizeleri kolaylaştırmak mümkün” dedi.
Vodafone Blade V Yerli Üretim Akıllı Telefon – Teknik Özellikler
· Android Jellybean 4.1 işletim sistemi
· 4 inç ekran
· Qualcomm Snapdragon 1.2 GHz, 4 Çekirdek işlemci
· 5 MP kamera, otofokus, LED flaş
· 3G ile 7,2 Mbps internete bağlanma hızı
· 4 GB dâhili depolama alanı, 1 GB RAM, 32 GB’a kadar microSD desteği
· 240 dakika konuşma süresi
· 250 saat bekleme süresi
Haberler
Dicle Elektrik’ten Ekosisteme Sürdürülebilir Aydınlatma Çözümü
Sokak ve cadde aydınlatmalarında öncü bir yeniliğe imza atan Dicle Elektrik, EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan “Makaralı Aydınlatma Direği” projesini titiz bir çalışmanın ardından başarıyla hayata geçirdi. Tasarruf sağlayan proje hakkında konuşan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, aydınlatma direklerinin yaygınlaşmasıyla elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması sağlanabileceğini ifade etti.
Hizmet bölgesinde bulunan 6 ilde çevre odaklı sürdürülebilir çalışmalara imza atan Dicle Elektrik, devrim niteliğinde kabul edilebilecek bir projesini daha tamamladı. Dicle Elektrik Ar-Ge Merkezi mühendislerinin fikrinden doğan ve 18 aylık titiz bir çalışmanın ardından hayata geçirilen çevre ve çalışan dostu “Makaralı Aydınlatma Direği” projesi başarıyla tamamlandı.
Hem iş güvenliğine hem de çevre korumasına katkı
Makaralı Aydınlatma Direği projesinin, hem teknik hem de tasarım açısından aydınlatma sistemlerini iyileştirmek amacı taşıdığını belirten Dicle Elektrik Ar-Ge Direktörü Dr. Mustafa Çelikpençe, projenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Çelikpençe, “Projemizle birlikte iş kazalarını azaltmak, zaman ve maliyet optimizasyonu sağlamak, personel iş yükünü hafifletmek ve aydınlatma sistemlerindeki sorunları hızlıca çözerek kullanıcı memnuniyetini artırmak hedefleniyor.
Yeni aydınlatma direklerimizden Diyarbakır Genel Müdürlük binamız önünde iki adet prototipi de sergiliyoruz. Bu yeni tasarım direkler, mevcut direklerin üzerine eklenen yeni bir konsol ile birlikte hareketli armatür mekanizmalarıyla donatıldı. Aydınlatmanın yanı sıra kamera, GSM, hoparlör gibi ekipmanlarla da entegre edilebilecek esneklikte tasarlanan direkler; hırsızlık benzeri olaylara maruz kalarak zarar görmesini engellemek için vandal kilit sistemi ile koruma altına alındı” diye konuştu.
“Karbon ayak izi yüzde 30’a varan oranda azalacak”
EPDK Ar-Ge Komisyonu tarafından onaylanan proje hakkında açıklamalarda bulunan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, projenin yaygınlaşması ile elektrik sektöründe sıkça kullanılan sepetli kamyonetlerin kullanımının azalacağını, böylece her 100 kilometrede yüzde 30’a varan bir karbon ayak izi azalması beklendiğini ifade etti. Arvas, Dicle Elektrik olarak elektrik dağıtım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle kamuoyunun huzuruna çıkmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge Merkezi açma izni alan ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Patent portföyümüzü genişletiyor olmaktan memnuniyet duymakla birlikte bu projenin çalışan güvenliğine yönelik olması ayrıca gurur verici. Bu kritik aşamanın ardından patent süreçlerine de başladık. Projenin tüm süreçlerinde emeği geçen Dicle Ar-Ge Merkezi çalışma arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Haberler
Türk Loydu, klaslamanın en önemli kuruluşu IACS’ın 12. üyesi oldu
Türk Loydu, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS’ın 12. üyesi olarak kabul edildi. Uluslararası Klaslama Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği, uluslararası deniz emniyeti, çevre koruma ve sürdürülebilirlik gibi kritik alanlarda Türk Loydu’nun etkisini artırarak, Türk denizcilik sektörünün uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olmasına katkı sağlayacak.
1930’lara dayanan çalışmalarıyla resmi olarak 11 Eylül 1968 yılında kurulan, güvenli gemilere ve temiz denizlere adanmış olmanın yanı sıra, Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün danışmanı statüsünde uluslararası bir kuruluş olan IACS; teknik destek, uyumluluk doğrulaması, araştırma ve geliştirme yoluyla deniz güvenliği ve düzenlemelerine benzersiz bir katkı sağlıyor. Dünyanın kargo taşıma tonajının %90’ından fazlası, IACS üyelerinin belirlediği sınıflandırma, inşaat ve ömür boyu uyumluluk kuralları ve standartları kapsamında yer alıyor. 2001 yılında SWEDAC’tan ISO 17021 standardına göre akreditasyon alarak bu kapsamda akredite edilen ilk ulusal kuruluş olan Türk Loydu Vakfı, 2006’ya gelindiğinde Paris Mou Yüksek Performans Listesi’nde ilk kez yer alan ve Avrupa Birliği’nden onaylanmış kuruluş olarak tescil ediliyor. 2011 yılında da küresel klaslama pazarının en önemli kuruluşu olan IACS tarafından klas kuruluşu statüsü ile tescil edilen Türk Loydu, günümüzde resmi olarak IACS üyeliğine hak kazanarak, birliğin 12. üyesi oluyor.
Konuyla ilgili olarak Türk Loydu tarafından, “Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük onur!” başlığıyla servis edilen açıklamada, şu ifadeler kullanılıyor: “Günümüzde Türk Loydu, denizcilik sektörü başta olmak üzere enerjiden imalata, savunma sanayiinden lojistiğe kadar tüm sektörlerde; klaslama, denetim, kalite yönetim ve ileri mühendislik gibi birçok alanda hizmet veriyor. Çok sayıda bilimsel ve teknik konferanslarda yer almanın yanı sıra aynı zamanda eğitimler veriyor, çok sayıda öğrenciye burs desteği sağlıyor. 1962 yılında Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulan Türk Loydu bugüne kadar yaklaşık 3000 adet geminin klaslama hizmetinin yanı sıra, Türkiye ekonomisinin can damarı olan dünyaya mal olmuş projelere de imza atıyor. 61 yıllık tarihinde altmış biri aşkın dev proje, Türk Loydu’nun da imzası ve çalışmalarıyla hayata geçti. İstanbul Havalimanı, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, 1915 Çanakkale Köprüsü, Yüksek Hızlı Tren, TCG Anadolu Gemisi, Nene Hatun Sondaj Gemisi, Rize-Artvin Havalimanı, birçok futbol stadyumu bunlardan sadece birkaçıdır. Klaslama, yasal sertifikasyon, test, muayene, belgelendirme ve onaylanmış kuruluş hizmetlerini 2017 yılından itibaren Türk Loydu Uygunluk Değerlendirme Hizmetleri A.Ş. bünyesinde yerine getiren Türk Loydu Vakfı, fiziki alanlarının yeterliliği ve gelişmeye açık oluşu ile büyüme yolunda hızla ilerliyor. Türk Loydu, Türkiye’nin milli kuruluşudur. Yetkisi olan alanlar hemen hemen Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan sektörlerin tamamını içermektedir ve IACS üyeliğimiz ile büyümenin, gelişmenin ve ülkemize katkı sağlamanın faydası ve gururu 100. yılında Türkiye Cumhuriyeti’nindir.”
Haberler
Su kaynaklarımızı korumamıza yardımcı olacak yöntemler
Su, dünyamızdaki yaşamın kaynağı ve canlı ekosisteminin hayatını devam ettirebilmesi için de ihtiyaç duyduğu en temel öğe. Dünyamızın milyonlarca yıldır sürdürdüğü ve kendi kendini temizleyerek canlılara hayat veren su döngüsü, yine insan etkisi ile son yıllarda iyice bozulmaya başladı. Bilinçsiz su kullanımı ve tüketimi, hızlı sanayileşme, büyüyen şehirler ve yanlış tarım uygulamaları gibi birçok farklı faktör suyumuzun kirlenmesine ve kendi içerisindeki döngüsünün bozulmasına yol açıyor. Yarattığımız bu kirliliğe ve su döngüsüne verdiğimiz zarara dur diyecek olan da yine bizleriz. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, 22 Mart Dünya Su Günü’nde suyumuzu nasıl temiz tutabileceğimiz, israf etmeden kullanabileceğimiz ve koruyabileceğimize dair ipuçlarını paylaştı.
Atıklar doğrudan suya boşaltılmamalı
Suyumuzu en çok kirleten öğelerden birinin bilinçsiz ve kontrolsüz şekilde doğaya bırakılan atıklar olduğu biliniyor. En basit haliyle gün içerisinde mutfaktan boşaltılan ve suya karışan yemek artıkları, kullanılmış yağlar, suya atılan peçete ve kağıtlar, kanalizasyona dökülen atıklar doğrudan suya karışarak kirlenmesine neden oluyor. Bu da suyun temas ettiği toprağın kirlenmesi ve kendi içindeki dengesinin bozulmasına, aynı zamanda da bu suları tüketen evcil hayvan ya da insanların hastalanmasına yol açıyor. Atık kontrolünün hem bireysel hem de şirketler ya da kamu kurumları tarafından çok iyi yapılması, suyun korunması ve temiz tutulması için atılabilecek en önemli adımlardan.
Suyu boşa kullanımı engellenmeli
Suyumuz, hayatımızı devam ettirmemiz için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bunun için de tek damlasının bile israf edilmemesi, boşa akıtılmaması ve kullanılmaması çok önemli. Özellikle evlerin içerisinde elde bulaşık yıkamak, el yıkarken ya da diş fırçalarken suyu boşa akıtmak, bozuk su tesisatlarını tamir ettirmemek, sık ve gereksiz yere araç yıkatmak, bahçe sulama gibi işlemler için damlama gibi etkin yöntemleri kullanmamak suyun israf edildiği örnekler arasında. Bu ve benzeri kullanım yanlışlarının da önüne geçerek suyumuzu koruma altına almak ise çok önemli.
Plastik kullanımından vazgeçilmeli
Suyumuzu en çok kirleten maddelerden biri de plastik. Günlük hayatımızda birçok noktada kullandığımız ve doğaya doğrudan zarar veren plastikler, suyun içerisinde yüzlerce yıl bozulmayarak kirletici özelliklerini koruyor. Bunun için plastik poşetler, şişe sular gibi ürünlerin kullanımının sıfıra indirilmesi gerekiyor. Doğaya bırakılan her bir plastik madde, canlı ekosistemini de doğrudan etkileyerek yaşam alanlarını tahrip ediyor.
Çevreyi kirleten ürünlerin kullanımı azaltılmalı
Gün içerisinde sıkça kullanılan, plastiğin yanı sıra geri dönüştürülemeyen farklı materyallerden oluşan ürünlerin kullanımı da suyumuzu kirleten unsurlar arasında. Deodorant, parfüm gibi ürünlerin hem üretimi hem de kullanımı sırasında yapılan hatalar da su kaynaklarının uzun vadede farklı kimyasallarla kirlenmesine neden oluyor. Yine buna benzer kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler de suyun kirlenmesini sağlıyor. Bu ürünlerin kullanımı sonrasında yıkanması sırasında karışan kimyasal maddeler, su kaynaklarına ulaşarak doğanın dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bunun için doğa dostu olan, sertifikalı ve kirlenmeyi azaltacak ürünlerin tercih edilmesi de etkili bir yöntem olabilir.
Deniz, göl ve nehirlerin temiz tutulması gerekiyor
Su döngüsünün en önemli parçalarından biri olan ve ana su kaynakları arasında da sayılan denizlerin, göllerin ve nehirlerin de kirletilmemesi ve korunması gerekiyor. Bu su kaynaklarına çöp atılmaması, var olan çöplerin temizlenmesi ve hiçbir şekilde atık karıştırılmaması suyun korunması için çok önemli. Özellikle su döngüsünün önemli bir parçası olan tatlı su kaynaklarının kirletilmemesi için bireysel olarak harekete geçilmesi canlı hayatın devamlılığı için de gerekli noktalardan biri olarak öne çıkıyor.
Pil atıklarına dikkat edilmesi
Günlük hayatta bir güç kaynağı olarak kullanılan piller, suyu ve toprağı kirleten en önemli maddeler arasında. İçerisinde bulunan cıva, kurşun, nikel gibi ağır metaller, atık olarak doğaya bırakıldıklarında uzunca bir süre kirlenmeye sebebiyet verebiliyor. Bu sebeple pillerin mutlaka toplanması, uygun alanlara atık olarak bırakılması, imha edilmesi ya da geri dönüştürülmesi gerekiyor. Pillerin suya hiçbir şekilde temas ettirilmemesi büyük önem taşıyor.
-
Madencilik5 yıl önce
İş Makinesi Sektörü Almanya’da Buluşuyor
-
Diğer Gıda & İçecek5 yıl önce
Propolisi Türkiye’den Dünyaya İhraç Eden Kadın
-
Haberler9 yıl önce
Türk Havayolları ve Boeing uzun vadeli işbirliği anlaşması imzaladı.
-
Diğer İmalatlar5 yıl önce
CITS’in Genel Müdürü Ertan Göral oldu
-
Sanayi3 yıl önce
Saha İstanbul Çorumlu sanayicilerle buluştu
-
Lojistik4 yıl önce
Linde’ye EcoVadis’den ikinci kez altın madalya!
-
Haberler4 yıl önce
Akıllı sel bariyerleri, sel baskınlarının önüne geçecek
-
İMALAT4 yıl önce
Atlas Copco’dan sanayiye enerji tasarruf sağlayacak 10 öneri
-
Yeni Teknolojiler4 yıl önce
Ulusal siber sınırlar gerçek ülke sınırları kadar önemli
-
Otomotiv4 yıl önce
CHEP Türkiye’de üst düzey atama
-
Makina & Ekipman4 yıl önce
Rockwell Automation siber güvenlik şirketi OYLO’yu satın aldı
-
İMALAT4 yıl önce
Coşkunöz Holding’in Dönüşüm Proje Koordinatörü Evren Özbanazi oldu