Makina & Ekipman
Bu dönemde sektör yerli ve milli makine üretmeye odaklanacak
Ağaç işleme makineleri sektörünün koronavirüs sonrası durum değerlendirmesini yapan AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol,
“İmalat yapabilmek için yerli ve milli ürün bulmaya çalışacağız. Her firma şu anda onu zorluyor zaten. “Ne kadar yerli yapabilirim?” diye araştırıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomi Kalkanı Destek Paketi’ni de değerlendiren Erol, “Herşey çok güzel çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten çalışılmış fakat makine sektörü de desteklenen sektörler arasına alınmalı. Sektörümüz kritik sektör olduğu için bu paketin içinde mutlaka olması gerekiyor. Makine sektöründeki kredilerin ötelenmemesi bizi sektör olarak çok etkiler. Diğer sektörlerde olduğu gibi en azından asgari 3 aylık kredi borçlarında ve KGF borçlarına öteleme bekliyoruz. Devletimizin uyguladığı bu öteleme çalışmalarına özel bankaların da katlanarak destek vermesini sadece iyi gün dostu değil, kötü gün dostu da olduklarını bize göstermesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
AİMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Leitz Kesici Takımlar Genel Müdürü Yesari Yerli de, “Bu krizde Bırakın B planını A planımız bile yokmuş onu gördük. Biz depreme karşı, yangına karşı, sabotajlara karşı önlem alırız ama salgın hastalık için hiçbir önlem almadık. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, dünyada böyle bir durumu öngören kimse çıkmadı” diye konuştu.
AİMSAD Üyesi ve Biesse Türkiye Operasyon Direktörü Yelda Akıncı ise, ofis çalışanları için evlerinden de çalışabilecekleri alt yapıyı hazırladıklarını, makine arızalarının yüzde 70-80’ini uzaktan destekle çözebildiklerini kaydetti.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronovirüs nedeniyle bazı ülkelerde iş yaşamı tamamıyla durdu, bazılarında minimum insan desteğiyle yürütülmeye çalışılıyor, uzaktan erişimin mümkün olduğu işletmeler ise çalışanları ile evden çalışma sistemini uyguluyor.
Türkiye’de ise geçen hafta açıklanan ilk vakanın ardından hızla bir takım tedbirler alınmaya başlandı. Ağaç işleme makineleri sektörünün oluşan yeni duruma ilişkin değerlendirmesini yapan AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol; 2018 ve 2019’un ekonomik olarak zorlu geçen yıllar olduğunu belirterek, “Bizim sektörümüz ve tüm makine sektörü toparlanma için 2020’ye odaklanmıştı. 2019’un ikinci yarısından itibaren sektörde hareketlenme başladı, Ocak ayı ihracat verilerinde beklediğimiz gibi yüzde 30, yüzde 50 arasına varan bir artış gördük. Hem devletin oluşturduğu teşvik mekanizmasından ve verdiği kredilerden dolayı, hem faizlerin düşmesinden, hem de mobilya sektörünün oluşturduğu ihracat atağından dolayı piyasa hareketlendi. Şubat verileri henüz çıkmadı ama Şubat’ın belli bir bölümüne kadar da iç piyasada artış devam etti ancak Mart ayına geldiğimiz zaman koronovirüsün çok fazla etkilediği partnerlerimiz İtalya, Almanya, ihracatta İran, ithalatta Çin gibi ülkeler sebebiyle ne olacak bilemiyoruz” dedi.
Ticarette sözleşmelerin 3-5-6 aylık sürelerde olduğu için devam edeceğini, ancak bu sözleşmelerin süresi dolunca yeni siparişlerin alınıp alınmayacağını öngöremediklerini söyleyen Erol, pek çok ülkenin ardı ardına kapılarını kapatması sebebiyle ithalatta çok büyük düşme yaşanabileceğine dikkat çekti. Tüm dünya ülkelerinin bu yeni kriz sebebiyle ciddi kayıpları olacağını söyleyen Mustafa Erol, Avrupa ülkerinin ara ürünleri Çin gibi ülkelerden toplayarak montaj sanayisine dönük imalat yaptığına dikkat çekti. Erol, Almanya, Fransa, İtalya, Amerika gibi ülkelerin imalatçılarında daha büyük bir kriz olacağını söyledi.
“Yerli ve milli kavramına fayda sağlayacak”
Koronavirüsün etkisinin ne kadar süreceğinin bilinmediği için yılın ikici yarısına ilişkin sağlıklı bir değerlendirme yapamadığını vurgulayan Erol, “Makine sektörü olarak planımız, olabildiği kadar yerli ve millileşebilmek. Bu durumun belki bize şöyle bir faydası olacak: İmalat yapabilmek için yerli ürün bulmaya çalışacağız. Her firma şu anda onu zorluyor zaten. “Ne kadar yerli yapabilirim?” diye araştırıyor. Avrupa’da montaj sanayinin durması talepleri bize çevirebilir. Manzara günden güne çok hızlı değiştiği için veriler bazında konuşmak doğru değil, sene sonu göreceğiz” diye konuştu.
“Şu an en önemli şey piyasanın talebini karşılamak”
Sektörde panik olmadığına da dikkat çeken Erol, tüm AİMSAD üyelerinin, gerek iş yerlerinde hijyen tedbirleri, gerek uzaktan çalışma modelleri konusunda gerekli önlemleri aldığını bildirdi. Piyasada çok ciddi düşüşler yaşansa bile üretimin durmayacağını, üretmeye devam edeceklerini vurgulayan Erol, tedarik zincirinin çökmemesinin önemine değindi. Makine sektörü, imalat sektörü durursa tüm sektörlerin duracağını belirten Erol, “Bu durumun yaşanmamasını diliyorum. Bence şu anda en önemli şey piyasanın talebini karşılamak. Bence bizim makinelerimiz doğru kategoride. O sepeple bizim adet yaparak özellikle Çin ve İtalya’nın boşalttığı açığı doldurmamız gerekiyor” dedi.
Sektörde pek çok fuarın ertelendiğini de hatırlatan Mustafa Erol, Ekim ayına kadar toparlanma olursa, Ekim ayında İstanbul’da yapacakları Woodtech Fuarı’nın sektör için çok daha önemli olacağına da sözlerine ekledi.
“Makine sektörü de desteklenen sektörler arasına alınmalı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ekonomi Kalkanı Destek Paketi’ni de değerlendiren Erol, “Herşey çok güzel çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten çalışılmış fakat makine sektörü de desteklenen sektörler arasına alınmalı. Sektörümüz kritik sektör olduğu için bu paketin içinde mutlaka olması gerekiyor. Makine sektöründeki kredilerin ötelenmemesi bizi sektör olarak çok etkiler. Diğer sektörlerde olduğu gibi en azından asgari 3 aylık kredi borçlarında ve KGF borçlarına öteleme bekliyoruz. Devletimizin uyguladığı bu öteleme çalışmalarına özel bankaların da katlanarak destek vermesini sadece iyi gün dostu değil, kötü gün dostu olduklarını bize göstermesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Üretimin olmadığı yerde büyüme olmaz”
Leitz Kesici Takımlar Genel Müdürü ve AİMSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yesari Yerli de sektör olarak 2020’ye odaklandıklarını, 2020’nin ikinci yarısıyla beraber dünya çapında bir toparlanma beklediklerini ancak yaşanan koronavirüs krizi ile birlikte durumun belirsizleşitiğini söyledi. Şu ana kadar açıklanan verilere göre virüsün sadece dünya ekonomi borsalarına etkisinin 16 trilyon dolarlık bir kayıp olduğunu vurgulayan Yerli, “Bu inanılmaz büyük bir rakam ve ne zaman biteceğini de bilmiyoruz. Tüm dünyada 2020 için ortalama GSMH’nin dolar bazında 2.9 olması beklenirken bu -1’e geriledi. Tabi bu beraberinde kısıtlamalar getirecek ne zaman biteceği belli değil. En önemli sorun üretimdeki çok büyük kayıp. Üretim olmadığı takdirde büyümenin olması mümkün değil” dedi.
“İtalya boyutlarına gelirsek zararımız İtalya’dan çok büyük olur”
2020’de çok daha iyi bir netice beklerken şu anda ne olacağını kestiremediklerini bildiren Yerli, “Önümüzü görmeye başlasak yıkıntının ne olmaya başladığını göreceğiz ama inşallah şu ana kadar geldiği yerde durur da kimseye zarar vermez, İtalya boyutlarına gelirsek bizim zararımız İtalya gibi olmaz bizim çok daha büyük olur. İtalya’nın bu zararı kapatabilme lüksü varken bizim yok. Biz korona öncesi çok zor ekonomik şartlardaydık. Düşük GSMH, cari açık fazlası, gelir dağılımı dengesizliği zaten yapısal sorunlarımızdı, bir de korona vurunca bunların kapanması daha da zor olur maalesef” diye konuştu.
Ağaç işleme makineleri sektörünün çok kırılgan bir sektör olduğuna değinen Yerli, sektörde henüz kültürel altyapısı çok kuvvetli ve ekonomik geçmişi çok sağlam olan şirketler olmadığını söyledi. Kurallar silsilesinin takip edilmesinin sektörde daha bireysel olduğuna vurgu yapan Yerli, AİMSAD gibi sektör örgütleri toplumu bilinçlendirmeye çalışsa da, yine de bu krizden fazla etkilenecek sektörlerin başında geldiklerini bildirdi.
“Bırakın B planını, A planımız bile yokmuş”
Yerli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu krizde herhangi bir hazırlığımız yokmuş onu gördük. Dünyada da olmadığını gördük. Bırakın B planını A planımız bile yokmuş. Biz depreme karşı, yangına karşı, sabotajlara karşı önlem alırız ama salgın hastalık için hiçbir önlem almadık. Aklımızın ucundan bile geçmedi. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, dünyada böyle bir durumu öngören kimse çıkmadı. Ülkemiz bu bakımdan bayağı iyi bir sınav verdi. Bu sınavı vermeye de devam edecek. Şirket olarak uzaktan erişimle evden çalışmanın denemelerini yapmaya başladık ancak bizim sektörümüzde asıl iş telefon ve bilgisayar başında değil, makine başında. Makine başında insan yoksa olmaz. Umuyorum ki, bu dönemin de acısı çıkacak. İşler düzelince daha açık ve yoğun bir ticari hayat bizi bekliyor olacak” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı desteklere de değinen Yerli, “Açıklanan Ekonomi Kalkanı Paketi’nde makine sektörü ile müşterimiz konumundaki mobilya sektörüne yonelik net tedbirler görülmemektedir. Bu konuda devletin daha açıklayıcı ve destekleyici tedbirler almasını bekliyoruz” dedi.
“Talep var ancak süreç belirsiz”
AİMSAD Üyesi Biesse Türkiye Operasyon Direktörü Yelda Akıncı da, krizlerde ilk önce yatırımların durduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin koronavirüs konusunda çok iyi bir sınav verdiğini ancak dünyada vaka sayısının hızla arttığını bildiren Akıncı, “2018 ve 2019 kolay yıllar değildi. 2020’den herkes daha umutluydu biz de öyle. Güzel de başladık. 2019’un ikinci yarısından itibaren Woodtech Fuarı’nın da etkisiyle bir kıpırdanma başladı. Devam ediyorduk. Aslında şu günlerde hala da taleplerimiz var ama önümüzdeki süreç ne gösterecek bilemiyorum. Türkiye’de de karantina durumu olursa ofis çalışanları için aynı şekilde evlerinden de çalışabilecek alt yapıyı hazırlıyoruz. Müşterilerilerimizin makine arızalarının yüzde 70-80’ini uzaktan destekle çözebilecek durumdayız” dedi.
Ekonomi Kalkanı Destek Paketi’ne ilişkin görüşlerini de paylaşan Akıncı, “Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı destek paketinde bizim gibi ithalatçı firmalara yönelik herhangi bbir destek yok. Ama üretici ve ihracatcılar için verilecek vergisel ve finansal desteklerin mutlaka bize de olumlu yansımaları olacaktır. Önemli olan üretimin devamlığı. Üretim olsun ki yatırımbda olsun. Açıklanan destek paketinin de amacı bu zorlu süreçte üretimi kesintiye uğratmadan üretim ve ihracat yapan firmalara destek olmak” diye konuştu.
Makina & Ekipman
Önder Mühendislik 50. Yılını Coşkuyla Kutladı
Yarım asırdır ülkemiz sanayisinin önemli bir parçası olan Önder Mühendislik, 50. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladı. Kocaeli’de düzenlenen bu anlamlı etkinlikte, şirketin kurucusu Duran Önder, Adnan Önder, Genel Müdür Meral Önder, Genel Müdür Yardımcısı Nazan İpşir ve 60 kişilik ekip, iş dünyasından dostlarıyla birlikte yer aldı. Gecede Meral Önder, katılımcılara ve çalışma arkadaşlarına teşekkürlerini sundu.
LOI ve Kromschröder ile İşbirliği
1974 yılından beri Alman fırın üreticisi LOI’nin Türkiye temsilcisi olan Önder Mühendislik, 1986 yılında gaz cihazları üreticisi Alman Kromschröder’in Türkiye Temsilciliği’ni üstlenerek, doğalgazın ülkemize geldiği ilk günden itibaren Duran Önder liderliğinde, sanayi fırınlarının doğalgaza dönüşümünü sağlamıştır.
Endüstriyel Yakma Sistemlerinde Yenilikçi ve Lider
Önder Mühendislik, endüstriyel yakma sistemleri alanında geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. 1974 yılından bu yana köklü deneyimi, uzman kadrosu ve güçlü teknolojik altyapısı ile Türkiye’nin lider endüstriyel doğalgaz, LPG, hidrojen ve sıvı yakıt sistemleri, yakma sistemleri ve imalat hizmetleri sağlayıcısıdır. Brülör ve gaz kontrol hatlarının yanı sıra konstrüksiyon işleri de yapan şirket, mühendislikten tasarıma, imalattan devreye almaya, servis ve bakım hizmetlerine kadar kapsamlı çözümler sunmaktadır. Yurtdışındaki üreticilerle yapılan lisans anlaşmaları sayesinde, yüksek maliyetli ithal ürünler İzmit’te üretilmekte ve ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.
Honeywell ile Channel Partnerlik
Önder Mühendislik, 2014 yılında Amerikan Honeywell firması ile channel partnerlik anlaşması yapmıştır. Ayrıca 2015 yılında Hauck yakıcılarının üretim lisansını almıştır. Honeywell firmasının çatısı altında Kromschröder, LBE, Hauck, Eclipse gibi markaların Türkiye temsilciliğiyle başarılı işlere imza atmaktadır. Temsil ettiği markalara tedarikçi olarak parça üretip ihraç ederek ülke sanayisine önemli katkılar sağlamaktadır.
Test Fırını Projesi
2013 yılında TÜBİTAK desteğiyle AR-GE çalışmalarına başlayan Önder Mühendislik, gaz ve sıvı yakıtlı yakıcıların kullanıldığı endüstriyel bir test fırını devreye almıştır. Bu fırın, yeni nesil verimli yakıcıların ve yakma sistemlerinin Türkiye’ye uyarlanmasına olanak tanımaktadır.
Maldaner ile Güçlü Ortaklık
1987’de Alman Maldaner GmbH şirketinin Türkiye çözüm ortağı olan Maldaner Ltd., döküm parçaların porozite nedeniyle basınç altında sızdırma sorununa ekonomik ve çevre dostu çözümler sunmaktadır. Fason emprenye hizmetine ek olarak, Maldaner marka emprenye tesislerinin imalatı ve satışı, emprenye reçine ve kimyasallarının tedariği ve teknik danışmanlık hizmetleri ile döküm sektöründe verimlilik ve tasarruf sağlamaktadır.
Gelecek Hedefleri
Önder Mühendislik, şirketlerin rekabet gücünü artırmayı, verimliliği yükseltmeyi ve modern yakma sistemlerini otomatize etmeyi hedeflemektedir. İnovatif çözümlerde öncülük eden bu köklü firma, 50 yıllık tecrübesi, genç ve dinamik ekibi ile “Geçmişin tecrübesiyle, geleceği inovatif bir şekilde planlayıp, en doğru ve güvenilir çözümleri sunmak” düşüncesini benimsemektedir.
Depolama
HASEL üst yönetiminde iki önemli atama
HASEL İstif Makinaları’nda Satış ve Pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Buhan Okan ACAR ‘Genel Müdür’ görevine getirildi. Şirkette Satış Direktörü Teoman BALABAN ise yenilenen organizasyon yapısı kapsamında şirketin ‘Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’ olarak atandı.
Türkiye istif ve iş makineleri pazarının lider firmalarından HASEL İstif Makinaları, organizasyon yapısında gerçekleştirdiği bir yenilemeyle birlikte üst yönetim kadrosunda görev değişimleri yaptı.
HASEL ailesine 2019 yılında Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak katılan Buhan Okan ACAR, Temmuz 2021 itibarıyla görevine HASEL İstif Makinaları ‘Genel Müdürü’ olarak devam edecek ve HASEL’in İstif Makinalarının iş kolunun yönetilmesinden ve geliştirmesinden sorumlu olacak.
Buhan Okan ACAR, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünden 1994 yılında lisans, ardından İstanbul Üniversitesinde İşletme bölümünden yüksek lisans derecesiyle 1995 yılında mezun oldu. İş hayatına 1995 yılında Xerox’da Satış Mühendisi olarak başlayan kariyeri, 2000-2011 yılları arasında Alternatif Leasing’de Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olmak üzere 4 farklı rolde çalışarak devam etti.
2013-2019 yılları arasında Terex’de çalışmaya başlayan Buhan Okan ACAR, Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerden sorumlu Finansal Hizmetler ve Satış Müdürlüğü görevine kadar yükseldi. 2019 yılında Genel Müdür Yardımcısı olarak HASEL ailesine katıldı.
2002 yılında HASEL çatısı altındaki görevine başlayan Teoman BALABAN ise ,2009 yılından bu yana Satış Direktörü olarak başarılı çalışmalara imza attı ve yeni atama ile ‘Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’ görevine atandı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği mezunu olan Teoman BALABAN, kariyer yolculuğuna sırasıyla 3 yıl Siemens Ev Aletleri Tic’de Bölge Yöneticisi olarak, ardından 6 yıl boyunca Türk Philips Tic A.Ş. Tüketici Elektroniği Bölümü’nde Özel Müşteriler Müdürü olarak devam etti.
Teoman BALABAN, yeni göreviyle birlikte HASEL’in İstif Makinaları iş kolunun satış, satış sonrası ve pazarlama çalışmalarının tamamından sorumlu olacak.
Makina & Ekipman
IMAK Redüktör’ün dünyaya açılan penceresi
IMAK Redüktör İhracat Departmanı’na konuk olduk. IMAK Redüktör Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörü Salim Haffar’la keyifli bir söyleşi yaptığımız ziyaretimizde, İhracat Departmanı yöneticilerini de yakından tanıma fırsatı bulduk.
Salim Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhabalar, ismim Salim Haffar. Babam Faslı, annem Fransızdır. Hem Fransa’da hem Fas’ta yaşadım. Aslında aile olarak sanayi ya da endüstri ile herhangi bir bağımız yoktu. Aile fertlerimiz daha ziyade politika ve kültür alanında kariyer yapmıştır. Kardeşim uzun süreler Fransız Büyükelçiliği’nde çalıştı. Ablam İngilizce öğretmeni. Ben, jeopolitik tutkumdan dolayı uluslararası ticarete giriş yaptım. Bu sayede de bugün 60’tan fazla ülkeyi ziyaret etme fırsatı bulmuş durumdayım.
2010 yılında, Lyon Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden mezun oldum. Türkiye’ye ilk olarak üniversite sonrası bir staj için gelmiştim. Türkiye’ye gelişimde jeopolitik konum, farklı ülkelere yakınlık ve Avrupa’ya hem uzak hem de bir parça yakın oluşu etkili olmuştu. Yeni bir dil öğrenmek istemem de etkili olmuştu bu ülkeyi tercih edişimde. Türkçe dışında Arapça, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca dillerini aktif olarak kullanabiliyorum. 9 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ve IMAK Redüktör’de çalışıyorum. Daha önce çeşitli sektörlerde çalışmalar da yürüttüm. Maden ve inşaat sektörlerinde iş tecrübelerim vardı. IMAK Redüktör’ün İhracat Departmanı’nı güçlendirmek adına buraya geldim. Burada bir ekip kurduk ve bu ekipte şu an 8 kişi mevcut. İlk günden itibaren ihracat ayağını güçlendirmek üzerine çalışmalar yürüttük. Farklı farklı ülkelerden çalışanları ekibimize dahil etmeye çalıştık. Bu çalışmaların en önemli duraklarından biri, 2 sene önce Amerika’da, Teksas’ta SIPCO IMAK adıyla bir şube açmamız oldu. Bu şubeyle birlikte ekibi büyütmeye çalışıyoruz. Benim buradaki hedefim, Amerika’yla birlikte hem Kanada hem de Meksika’nın tek bir yerden yönetilmesi. Buradaki vizyonumu ve hedefimi, her şeyi Türkiye’de üretmeli ama her şeyi Türkiye’den yönetmemeliyiz şeklinde açıklayabilirim. Yabancı kökenli biri olarak multi-kültüre özellikle önem veriyorum. 7 yıl içerisinde yürüttüğümüz staj programlarıyla, 20’den fazla ülkeden stajyer alımı gerçekleştirdik, hem onlara destek olmak hem de firmamıza farklı kültürler, farklı bilgiler katmak adına.
Teknoloji ve endüstriye olan ilgimden dolayı TECHNOMADS projesini hayata geçirdim ve bir dernek kurdum. Bu proje ile farklı okullara, üniversitelere destek olmaya çalışıyorum. Bu program sayesinde, sponsor destekleriyle beraber teknik materyaller toplayıp onları teknik lise ve üniversitelere, laboratuvar gereci olarak dağıtıyoruz.
Aynı zamanda Avrupa’da EUROTRANS Federasyonu’nda Türkiye’yi temsil ediyorum ve bu sene federasyon başkanı olarak seçildim.
IMAK Redüktör’ü sizden dinleyebilir miyiz?
IMAK, 50 yıla yaklaşan tecrübesiyle Türkiye güç aktarım sektöründe ana oyunculardan birisidir. Türkiye’de olmak bizim için de şans çünkü çok güçlü rakiplerimiz var.
IMAK Redüktör’de 1.000.000’dan fazla ürün çeşitliliğine sahibiz. Yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmalarımızla ve devam eden yatırımlarımızla beraber şu anda 1.500.000 ürün çeşitliliğine ulaşmak üzereyiz.
Hedeflerimizden bahsetmem gerekirse de şunları ifade edeyim; son 3 senede çalıştığımız en önemli projelerden biri, yurt dışında montaj hatları kurmak. Ciddi çalışmalardan sonra pek çok farklı ülkede montaj hatları kurduk, daha hızlı termin süresi ve talepleri daha iyi ölçebilmek adına. Şu anda, Amerika’da (Houston), Hindistan’da (Chennai) ve Güney Afrika’da (Johannesburg) montaj hatlarımız mevcut. Önümüzdeki dönemde bu sayıyı 6 ya da 7’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Kovid-19 sebebiyle şu an hayata geçiremiyoruz ancak İspanya, Rusya, Ukrayna ve Fas’ta montaj hatları kurmayı planlıyoruz.
Mevcut olan ve hedeflediğiniz sektörler hakkında bilgi alabilir miyiz?
IMAK’ın çok uzun zamandır başarılı bir şekilde çalıştığı sektörler var. Bunları; inşaat, kimya ve su arıtma olarak sıralayabiliriz. Bu sektörlere yönelik farklı ürünler de geliştirdik ve hâlâ da geliştirmeye devam ediyoruz. Son senelerde odaklandığımız sektörler de var. Buna örnek olarak özellikle vinç sektörünü verebiliriz. Şu an, fabrika içerisinde kullanılacak en ufak vinçten limanlarda kullanılacak en büyük vinçlere kadar çeşitli taleplere ürün sunabiliyoruz. İki yıl önce lansmanını yaptığımız monoblok serisini geliştirmeye devam ediyoruz. Monoblok serisi ile zaten var olan maden ve taş ocağı sektörlerindeki iddiamızı da geliştirmeyi hedefliyoruz. Dünyanın aktif en büyük maden sektörüne sahip bölge olan Afrika’da kurmuş olduğumuz montaj hattıyla 10 farklı Afrika ülkesine hizmet verebiliyoruz. Güney Afrika’ya çok ciddi bir şekilde giriş yaptık ve proje yatırımlarımız hızla devam etmektedir.
Ayrıca, birkaç sene önce Türkiye’den ilk AGMA (American Gear Manufacturers Association- Amerikan Dişli Üreticileri Birliği) üyesi olduk. AGMA üyesi olduktan sonra da tüm kataloglarımızın adaptasyonunu gerçekleştirdik. Bunun özelinde NEMA bağlantı flanşları yaptık Amerikan standartlarına uygun olarak. Hedefimiz, 2 yıl içerisinde, IEC standartlarına uygun olan tüm ürünlerimizi NEMA standartlarına uygun olarak sunabilmek.
IMAK Redüktör’de kısa veya uzun vadeli hedefler nelerdir?
Şu anda var olan ürünlerimizi geliştirmek adına Ar-Ge faaliyetleri yürütüyoruz. Özellikle iki proje üzerinde çalışmaktayız. Birincisi var olan ekstruder ürün gamımızın geliştirilmesi, ikincisi; gıda üretimi için uygun ve paslanmaz çelik ürünleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Orta vadeli bir hedef olarak çalışmalarına başladığımız bir fabrika büyütme hamlemiz var. 5.000 metrekare ekstra yer kazanma adına inşaat çalışmalarına başladık. Bu alanı da “Teknolojik Merkez” olarak kullanacağız. Teknolojik Merkez’de son senelerde geliştirdiğimiz teknoloji test laboratuvarlarımız tek çatı altında olacak. IP testleri, vibrasyon, sıcaklık ve tork ölçme gibi işlemleri yapabilecek onaylı bir laboratuvar kurmayı hedefliyoruz. Uzun vadeli hedeflerimize gelince de, bizim ihracat hedeflerimiz arasında 15 farklı merkezde montaj hattı kurulması yer alıyor. 3 montaj hattımız mevcut ve 7 tane daha kurmayı hedefliyoruz daha önce bahsettiğim gibi. Buradaki ana amacımız da farklı ülkeler için hem hızlı termin süresi hem de o ülkelerdeki dinamikleri daha iyi anlamak ve en iyi şekilde ürün geliştirmektir.
Başkanlığı üstlendiğiniz EUROTRANS Federasyonu’ndan bahseder misiniz biraz da?
EUROTRANS, dünyanın en önemli federasyonlarından biri. 160.000 üyesi var ve 40 milyar Euro’dan fazla ciro yapan firmaları bir araya getiren bir federasyon. Dünya çapındaki tüm lider firmalar bu federasyona üye. IMAK olarak ülkemizi EUROTRANS’ta temsil etmek hem firmamız hem de ülkemiz adına büyük bir şans çünkü çok büyük firmalarla, çok ciddi Ar-Ge çalışmaları yapan firmalarla aynı masada bulunuyoruz ve ortak çalışma yapma imkânına sahip oluyoruz. 50 senelik bir dernek olarak EUROTRANS’ın vizyonu, dişli üretimi ve güç aktarım sektörlerinde uzmanlığı geliştirmek olarak nitelendirilebilir. Bunun için sürekli eğitim programları düzenliyoruz. Aynı zamanda standartları yakından takip ediyoruz ve var olan standartlar üzerinden firmaların iletişimini sağlıklı bir şekilde sağlamaya çalışıyoruz. Örneğin bir firma yeni bir ürün geliştirdiği zaman hep birlikte standartları belirlemek ve bu standartların ne yönde gelişmesi gerektiğine dair çalışmalar yapıyoruz. Hedeflerim arasında EUROTRANS’ın geniş ve değerli bilgi havuzunu Türkiye’de paylaşmak var, aynı zamanda ve uzun vadeli hedef olarak Türkiye’den de yeni standartlar oluşturması adına çalışmalar yapmak da var.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Türkiye’de şu an çok ciddi bir yoğunluk ve talep mevcut. Farklı firmaların, farklı ülkelerden üreticilerin, birbirlerini rakip görmek yerine iş birliği yapmalarının ve ortak Ar-Ge çalışmaları yapmalarının gerektiğini düşünüyorum. Bu iş birlikleri üniversite platformları, endüstri dernekleri veya devlet projeleri ile yapılabilir. Biz, Türkiye endüstrisini geliştirmek adına sinerji kurmak istiyoruz. Bu vizyonu özellikle EUROTRANS kapsamında yansıtmaya çalışıyorum. Umarım orada kazandığımız vizyonu ve oradaki projeleri de Türkiye’ye getirme fırsatımız olacak. Aynı zamanda inanıyorum ki Türk firmalarının çok kültürlülüğe önem vermesi gerekiyor. Farklı ülkelerden, farklı kültürlerden, farklı diller bilen çalışanların olması firmanın uluslararası varlığını güçlendirecek ve var olan çalışanların gelişimine olumlu katkı yapacaktır.
Ben Volkan Yanar, IMAK Redüktör İhracat Departmanı’nda operasyon yöneticisi olarak çalışıyorum. Buradaki 5. yılım. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunuyum aslında. Yaklaşık 5 yıl öğretmenlik yaptım fakat daha sonra kariyer değişikliği yapmak adına bu sektöre yöneldim. Bunu için öncesinde bilirkişilerden destek aldım. Türkiye’nin ihracata verdiği önemi gördüm ve bu yönde ilerlemek istedim. İhracat ve ithalat eğitimleri aldım. Başlarda çeşitli butik yerlerde çalıştım, işin temelini görmek için. Daha sonra bir otomotiv firmasında iş deneyimi edindim. Ardından da IMAK ailesine katıldım.
IMAK Redüktör İhracat Departmanı’ndaki görevimi tek cümle ile anlatmak gerekirse; hiçbir redüktör, motor ya da yedek parça, benim ya da ekibimdeki arkadaşlarımın bilgisi haricinde ne sisteme kaydedilir ne üretime alınır ne de gönderilir. Bu alandaki bütün operasyonları adım adım takip ediyoruz. Siparişin alınmasında, üretim aşamaları, termin süresi ve teslime kadar bütün süreç bizim kontrolümüzde ilerliyor. Teslimattaki tüm lojistik operasyonları da ekibim tarafından yürütülür. Biz takribi olarak bir haftada 6 ya da 7 farklı ülkeye yükleme yapıyoruz ve şimdilik 1 veya 2 ful konteyner gönderiyoruz. Müşteri, ürünü deposunda teslim alana kadar bizim sorumlu olduğumuz operasyon sürüyor. Ortalama aktif olarak her sene 55 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, 2 sene önce kurduğumuz “ Online Technical Assistance” projesini yönetiyorum, 7 gün 24 saat, 5 farklı dilde müşterilerimize destek vermekteyiz. Amerika’daki saat farkından dolayı, gece ortasında bile cevap verebiliyoruz, bu hizmet müşterilerimize çok büyük güven veriyor. Örnek olarak, gece yarısında parçası kırılan redüktörümüz için talebi alıyoruz ve sabah uçakla yola çıkmış oluyor. Satış sonrası hizmet de sorumluluğumuzun büyük bir parçasıdır.
Ben, Recep Tayyip Yıldırım. I-MAK Redüktör’de proje mühendisi olarak çalışmaktayım. 2014 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü kazandım ve 5 yıllık eğitimin ardından makine mühendisi olarak mezun oldum. Üniversitenin son yılında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nde 7 ay staj gördüm. TAI’de Milli Muharip Uçak Projesi’nde, motor entegrasyon bölümünde görev aldım. 2019 yılındaki mezuniyetimin ardından I-MAK’ta çalışmaya başladım.
I-MAK Redüktör İhracat Departmanı olarak 55 ülkeyle ilgileniyoruz. Benim ve ekibimin sorumluluk alanı yurt dışında açılacak ve açılmış olan montaj fabrikalarının planlaması ve sipariş yönetimidir. Amerika, Güney Afrika ve Hindistan’daki montaj fabrikaları hakkında tüm işlerle ilgileniyorum. Yurtdışında bir montaj hattı kurmak ciddi emek ve titizlik istiyor. Çalışanların eğitiminden, uygun stokun oluşturulması ve lojistik organizasyona kadar, verim ve kalite kaybetmeden projeler yürütüyoruz.
Bunun dışında müşterilerden gelen özel teknik taleplere de proje bazlı olarak destek sunuyorum. Var olan ürünlerin adaptasyonu ve yeni ürün geliştirme projelerinde yer alıyorum. Teklif sunma aşamasında, müşterilerden gelen özel talepler doğrultusunda kendi ürünlerimizi nasıl entegre edeceğimize dair bir proje oluşturuyoruz ve teklif iletiyoruz. Sonrasında karşılıklı olarak nasıl daha da geliştirilebilir, nasıl daha iyi optimize edilebilir, bunun çalışmasını yapıyoruz. Sipariş aşamasında geçildikten sonra da ilgili birimi bilgilendiriyoruz.
Redüktör seçimi ve sağlıklı bir çalışma ömrü hususlarında nelere dikkat edilmelidir size göre?
Redüktör seçiminde değerlendirilen birçok parametre vardır. Uygulamaya yönelik fiziksel tüm teknik özellikleri değerlendirmek gerekir, uygulamanın gerektirdiği servis faktörünü de doğru seçmek gerekir. I-MAK Redüktör’de seçimlerin nasıl yapıldığıyla ilgili olarak Güç Aktarım Dergisi’nde daha önce yayınlanan “I-MAK Redüktör’de uygulamaya uygun redüktörlerin seçimleri” başlıklı makalemi okumanız bu sorunuza cevap verecektir.
Ben Abdelrahman İbrahim, Mısırlıyım. Mısır’da üniversite öğrenimi gördükten sonra eğitimime Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yakındoğu Üniversitesi’nde devam ettim ve Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum.
Mezuniyetimden hemen sonra, 2019 yılı Haziran ayında IMAK Redüktör’de profesyonel iş yaşamıma başladım. Şu an IMAK’ta Ortadoğu ve Kuzey Afrika ihracat sorumlusuyum. Sorumlu olduğum ülkelerden bazıları; Mısır, Fas, Tunus, Libya, Suriye, Irak, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Umman. Mısır, Irak ve Fas’ta ana bayilerimiz mevcuttur. Bu bayiler aynı zamanda teknik servis noktalarımızdır. Bu bayilerimizde en az 2 mühendis arkadaşımıza I-Mak Akademi bünyesinde servis eğitimimizi verdik.
Redüktörler, bildiğiniz üzere, çok fazla alanda ve pek çok farklı sektörde kullanılıyor. Biz ODKA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) bölgesindeki ülkelere birçok sektörde önemli bir hizmet veriyoruz. IMAK Redüktör’deki öncelikli hedefimiz satış rakamlarının yükselmesine katkı sağlamanın yanı sıra ODKA bölgesinde marka bilinirliğinin artması. Bunun dışında henüz faaliyet göstermediğimiz ülkeler ve kimi sektörler de mevcut. Bu alanları da faaliyet sahamıza katmak istiyoruz. Bu bölgeler halihazırda yapı-inşaat, maden, gıda-tarım ve su arıtma sektörlerinde aktifler. I-MAK olarak biz diğer sektörlerde de ağımızı ve ürün gamımızı geliştirerek pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu amaca ulaşmak için, ben ekibimdeki arkadaşlara onların açısından bakış sağlıyorum, ihtiyaçlarını daha iyi anlıyorum ve ortaya koyduğum yakınlık ve güven ile sorunlu olan durumlardan daha sağlıklı bir şekilde çıkabiliyoruz.
-
Madencilik5 yıl önce
İş Makinesi Sektörü Almanya’da Buluşuyor
-
Diğer Gıda & İçecek5 yıl önce
Propolisi Türkiye’den Dünyaya İhraç Eden Kadın
-
Haberler9 yıl önce
Türk Havayolları ve Boeing uzun vadeli işbirliği anlaşması imzaladı.
-
Diğer İmalatlar5 yıl önce
CITS’in Genel Müdürü Ertan Göral oldu
-
Sanayi3 yıl önce
Saha İstanbul Çorumlu sanayicilerle buluştu
-
Lojistik4 yıl önce
Linde’ye EcoVadis’den ikinci kez altın madalya!
-
Haberler4 yıl önce
Akıllı sel bariyerleri, sel baskınlarının önüne geçecek
-
İMALAT4 yıl önce
Atlas Copco’dan sanayiye enerji tasarruf sağlayacak 10 öneri
-
Yeni Teknolojiler4 yıl önce
Ulusal siber sınırlar gerçek ülke sınırları kadar önemli
-
Otomotiv4 yıl önce
CHEP Türkiye’de üst düzey atama
-
Makina & Ekipman4 yıl önce
Rockwell Automation siber güvenlik şirketi OYLO’yu satın aldı
-
İMALAT4 yıl önce
Coşkunöz Holding’in Dönüşüm Proje Koordinatörü Evren Özbanazi oldu